| Sadece büyülü diyarda tamir edilebilir. | Open Subtitles | ليس بإمكانهم إصلاحة إلا بذلك الحقل السحري |
| Abdominal aort hasar görürse tamir etmesi çok zordur. | Open Subtitles | عند تمزق الشريان الأورطي في البطن، فإنه من الصعب إصلاحة |
| Artık tamir ettim. | Open Subtitles | لقد تم إصلاحة الأن |
| tamir edilmez şekilde zarar görür diye korktun. | Open Subtitles | ان الضرر لايمكن إصلاحة |
| Yaşam destek ünitesinden parçalar alırsam tamir edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إصلاحة لو أخذت أجزاء |
| tamir edilemeyecek kadar hasar görmüştü. | Open Subtitles | أنة معطوب لا نستطيع إصلاحة |
| Bir şeyi tamir etmek isteseydik, doğru yere gelmiştik. | Open Subtitles | -يحتاج إصلاحة حين يقام فيه |