| Bazen bu tür hikayeler yapan dergilerden duyuyorum genellikle okurlarının günde fazladan bir saat bulmalarına yardımcı olmak için | TED | سأسمعُ أحيانًا من المجلات التي تختلق قصصًا على هذا النحو: عامةً عن كيفية مساعدة قرّائهم لإيجاد ساعة إضافية في اليوم. |
| Eğer birileri aşağıda ise, her gün fazladan bir dakika ile onları ayağa kaldırın. Ve bu harika olacak. | TED | إذا كان هناك شخص بأزمة، فساعده، فقط دقيقة واحدة إضافية في كل يوم، وسوف يصبح المكان رائعًا جدًا. |
| Bu kentsel ölüm labirentinde fazladan bir saniye bile geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أي ثانية إضافية في هذه المتاهة الحضاريّة الميتة |
| Evin içinde ekstra bir oda gibi şeyler duyuyorum, bodrum katı, kahve dükkanı, kütüphane. | TED | سوف أسمع أشياء مثل مثل غرفة إضافية في المنزل , الطابق السفلي , المقهى , المكتبة. |
| İkiniz de nasıl çantada ekstra bir üniforma olduğunu bildiniz? | Open Subtitles | كيف عرفتما بأنه ستكون هناك بذلة إضافية في الحقيبة؟ |
| Sicim kuramında ek boyutlardan söz ettiğimizde, Kaluza ve Klein'ın önceden düşündüğü gibi bir tane olmuyor. | TED | إذن، عندما نتحدث عن أبعاد إضافية في نظرية الأوتار، فهي ليست مجرد بعد إضافي واحد فقط، كما في أفكار كلوتزة و كلاين. |
| Babası hala hastanede, dükkanda fazladan çalışıyor. | Open Subtitles | مازال أباه في المستشفى لذا يعمل نوبات إضافية في المخزن |
| Diyorum ki, eğer manzaranı falan değiştirmen gerekirse benim evimde fazladan oda var. | Open Subtitles | أتعرف كنت أفكر إذا أردت تغيير لدي غرفة إضافية في بيتي |
| Günde fazladan on dakikanı ayırırsan telefonun sürekli çalar. | Open Subtitles | إنَّ 10 دقائق إضافية في اليوم ستجعل هاتفكِ لا يتوقف عن الرنين |
| Ben de kiralama şirketini arayıp biraz fazladan göndermelerini söylemiştim. | Open Subtitles | يقومون بهذا الهراء دائماً. لذا إتصلت بشركة التأجير وجعلتهم يضعون مناضد إضافية في الشاحنة. |
| Arkada destekleyen fazladan tekerlekler vardı. | Open Subtitles | لكن مع وجود عجلات إضافية في الخلف فتقوم بدعم الدراجة |
| Ödevin için fazladan not istiyor musun istemiyor musun? | Open Subtitles | أتريدي درجات إضافية في منهج الدراما أم لا؟ |
| Loftumda fazladan bir odam var ve oraya taşınırsan sevinirim. | Open Subtitles | لدي غرفة إضافية في العليّة و سيسرني إن إنتقلت للعيش بها |
| Aslında depoda, garsonların fazladan tişörtleri var. | Open Subtitles | أتعرف ماذا؟ الطاقم لديهم قمصان إضافية في غرفة التخزين. |
| Çok ciddiyim duşta fazladan 15 dakika kalıyor. | Open Subtitles | انها تقضي مثل 15 دقيقة إضافية في الحمام أنا لا أمزح حتى. |
| Altına yapar diye fazladan tulum almalıyız. | Open Subtitles | حسناً. هل تعرف ماذا؟ إنها بحاجة لملابس إضافية في حالة إن تغوطت على نفسها. |
| Bende fazladan bir delik görüyor musun ahbap? | Open Subtitles | أنت ، هل ترى ثقوب إضافية في جسدي يا صاح ؟ |
| Herkes bilir uçuş görevlilerinin ekstra bir üniforma taşımaları gerekir işe beklenmedik bir zamanda aranılması durumunda kullanılması için. | Open Subtitles | يعلم الجميع بأن المرافقون مطالبون بحمل بزات إضافية في حال تلقيهم إتصال للعمل بشكل غير متوقع |
| Evinde ekstra bir odan yoktur, değil mi? | Open Subtitles | أليس لديكِ غرفة إضافية في منزلك ؟ |
| -Bak diyorum ki laboratuar dersi ya da ek dil dersi alırsan kolejde zorlanmazsın. | Open Subtitles | إذا درستي دورة إضافية في المختبر أو في اللغةِ أو في شيئاً ما |