| Bebeğim, bana iltifat ediyormuş gibi geldi. Hormonların yüzünden olabilir mi? | Open Subtitles | يبدو لي هذا على أنه إطراء ربما أنت منفعله بسبب الهرمونات |
| Bir kadına iltifat etmek bu kadar zor mu, Ray? | Open Subtitles | أهذا صعب , راي , لأن تقول إطراء لمراءة ؟ |
| Anneler ne zaman iyi bir şey yapsa iltifat alır... çünkü kadınların sürekli iltifat duymaya ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | هذا صحيح كل ما فعلت شيء صحيح تحصل على إطراء لأن النساء يحتاجون سماع الإطراء طوال الوقت |
| Sanırım bu bir çifte olumsuzluk ardına gizlenmiş bir iltifattı yani...teşekkürler. | Open Subtitles | أعتقد هذا كان إطراء مدفون برد سلبي لذا شكراً |
| Söyleyenin tutumuna ve ses tonuna bağlı olarak bunlar pekâlâ övgü olabilir. | TED | تبعاً للموقف ونبرة الصوت وراء هذه العبارات، قد تكون عبارات إطراء بالفعل. |
| - Neg, güzel bir kadına yaptığın negatif iltifattır. | Open Subtitles | - السلب, هو إطراء سلبي - يقذف بالمرأة خارج نطاق سيطرتها |
| Erkek iltifat ederse bu 2 şey demek. | Open Subtitles | إطراء .. عندما يستخدم الرجل الإطراء يعني واحد من شيئين |
| Sadece senin bana benzemeni istemiyor. Bunu iltifat olarak kabul et. Böyle bir ihtimal yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | هي لا تريدك ان تكون مثلي ، أعتبر هذا إطراء لايبدو كذلك |
| Bu bir iltifat değil. Seni şişman bulduğunu söylemek istiyor. | Open Subtitles | هذا ليس إطراء , هذا يعني أنها تظنّك سميناً |
| Teşekkürler, bu gerçekten bir iltifat. O çok güzeldi. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً , هذا إطراء منك لقد كانت جميلةً للغاية |
| - Çok sağ olun. İltifat ediyorsunuz. Çok güzeldir. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً , هذا إطراء منك لقد كانت جميلةً للغاية |
| İnsanlara iltifat etmek konusunda hakikaten berbatsın. | Open Subtitles | ياللهول, أنت سيئة حقا فى إطراء الناس, أليس كذلك؟ |
| Birine "totemin en altındaki adam" derken iltifat etmiş oluyorsun. | Open Subtitles | أن تدعو شخصا بأنه "أسفل العمود" هو، في الحقيقة، إطراء. |
| Çok özür dilerim. Aklımda iltifat gibi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا آسف للغاية ولكنه يبدو إطراء في رأسي. |
| Kendin hakkındaki düşüncelerini bildiğim için, bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأعتبر كلامك إطراء بمعرفتي بثقتك العالية في نفسك |
| Sanırım bu bir iltifattı. Sen üstünü değiştirmeyecek misin? | Open Subtitles | أظن أن هذا إطراء ألن تغير ملابسك ؟ |
| Platt'den küçük bir övgü almak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس بالشيء السهل أن تحصل على إطراء من بلات |
| Bunu hakaret olarak söylemiş olabilirsin ama benim için iltifattır. | Open Subtitles | ربما قصدتها إهانه ولكنها إطراء |
| Bebe'nin yemeği beğenmesi Daphne için gurur verici. | Open Subtitles | هذا طبقها الثالث. الان يا أبي هذا إطراء لدافني و دليل على أن بيبي تجد طعامها لذيذاً |
| Koltuklarım kabardı, ama eve gitmeliyim. Ve akşam yemeğine başlamalıyım. | Open Subtitles | هذا إطراء لي لكن يجب أن أذهب إلى المنزل، وأبدأ بتحضير العشاء |
| Gururum okşandı. - Kimin öldürdüğünden bahsetmiş olabilir mi? | Open Subtitles | حسناً، ذلك إطراء كبير لي هل حصل أن ذكرت لكِ عمن قام بقتلها؟ |
| Bu, çok onur verici efendim. | Open Subtitles | هذا إطراء لطيف للغاية، يا سيدي |
| - Gururlandım kardeşimin davayla olan ilgisi yüzünden karışmam mantıksız olur. | Open Subtitles | حسنا هذا إطراء كبير و لكن بما أن أخي له علاقه بهذه بالقضيه لن يكون من الملائم أن أتورط أنا بها |
| Wow.Öyle mi, um... O ilk iltifatın oldu. | Open Subtitles | أليس من المثير للشفقة أن أول إطراء أحصل عليه |
| Lanet olası içi boş iltifatlar. Büyük bir kalp hastalığı geçirdim ben. | Open Subtitles | إطراء فارغ لعين لديّ قصور بالغ بالشرايين التاجية |
| Ve bende potansiyel olduğunu düşünüyorlar,çok gurur okşayıcı ama... | Open Subtitles | و يظنون إن لديّ "دينشو " ، إنهٌ إطراء ، نعم ، و لكن |