| Otopsi sonucuna göre üç defa vurulmuş. | Open Subtitles | حسناً، بحَسب تَشريح الجُثَة فقَد تَم إطلاق النار عليه ثلاث مرات |
| Hayır, yakın mesafeden kalbinden vurulmuş. | Open Subtitles | لا, تم إطلاق النار عليه عن قرب في القلب .380 عيار |
| Tamirhanenin önünde iki siyah adam tarafından vuruldu, tamam mı? | Open Subtitles | ..تم إطلاق النار عليه من قبل زنجيين من خارج القراج.. |
| Şimdi onu vurmak iyi bir fikir olmayabilir. | Open Subtitles | الأن , لست متأكد أن إطلاق النار عليه هو إهتمام به |
| Ona ateş ettiğimde öldüğümü farkettim, | Open Subtitles | علمت عندما لم أتمكن من إطلاق النار عليه بأنني هالكة لا محال |
| Alex burada vurulduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسنا , آليكس قال انه تم إطلاق النار عليه هنا |
| Biri onu vurmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول شخص ما إطلاق النار عليه |
| ... ...Sevgiler, şaşkın iş arkadaşların." Ben vurulmuş bir avukatım. Herkes bu konuda şaka yapıyor. | Open Subtitles | حسناً انا محامي تمّ إطلاق النار عليه الجميع مصدومون لهذا |
| Diğer bir adam soyguncu tarafından vurulmuş ve yara almadan kurtulmuş. | Open Subtitles | و رجل آخر تمّ إطلاق النار عليه من قِبل سارق و خرج من دون خدش واحدٍ عليه |
| Beneklenmeye bakın. - Sanki yakın mesafeden vurulmuş gibi. | Open Subtitles | أنظروا للنقط، يبدو بأنه تمّ إطلاق النار عليه من مسافة قريبة |
| vurulmuş. Bunu kimin yapmış olabileceğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | لقد تمّ إطلاق النار عليه ألديكَ فكرة عمّن يرغب بقتله؟ |
| Adı Vogelsang. O özel dedektif. Kafasından bir 38'likle vuruldu. | Open Subtitles | إسمه فوجلسانج ، هو مخبر خاص تم إطلاق النار عليه في رأسه بواسطة سلاح اي 38 |
| Bir adam kendi yoldaşları tarafından bacağından vuruldu. | Open Subtitles | أحد الرجال تم إطلاق النار عليه من قِبل رفيقه |
| "Casus vuruldu." "Yakında başka tutuklamalar da bekleniyor." | Open Subtitles | وتم إطلاق النار عليه وهناك اعتقالات اخرى وشيكة. |
| Sinirlerim bozuk çünkü savaş kahramanı adam kaçıran birine dönüştü kendini onu vurmak zorunda kalacağım bir duruma soktu. | Open Subtitles | أنا غاضب بشأن ذلك أنا غاضب بشأن تحول شخصاً ما من بطل حرب إلى مُختطف وضع نفسه في موقف حيث اضطررني إلى إطلاق النار عليه |
| onu vurmak kolay değil. | Open Subtitles | لم يكن من السهل إطلاق النار عليه; |
| Eğer benim yoluma girmezse onu vurmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | ...إذا لم يبتعد عن طريقي فسوف أضطر إلى إطلاق النار عليه |
| Ona ateş edemedim, Perry. Tanrım. | Open Subtitles | -لم أستطع إطلاق النار عليه يا (هاري ) |
| - Ona ateş edemedim, Perry. Tanrı'm. | Open Subtitles | -لم أستطع إطلاق النار عليه يا (هاري ) |
| Mülkünüzde vurulduğunu. | Open Subtitles | وأنه قد تم إطلاق النار عليه في تلك الملكية |
| Üzerinde kan olduğuna göre, ayrıca senin ve babanın söylediğinin aksine olay yerinde birinin vurulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | وبما ان عليها دماء فهي تشير ايضا ان هناك من تم إطلاق النار عليه هناك |
| Birisi, onu vurmaya çalışmış. | Open Subtitles | حاول شخص ما إطلاق النار عليه |
| - İmzalamasını beklemem gerekir mi yoksa hemen vurabilir miyim? | Open Subtitles | أيجب عليّ إنتظاره ليوقع، أو بإمكاني إطلاق النار عليه الآن؟ |