| Beni buraya getirdi, tekrar eve götürebilir. Siz onu parçalara ayırmadan önce elde etmem gerek. | Open Subtitles | لقد جلبني هنا ويمكنه إعادتي أحتاج لاسترجاعه قبل أن تفككوه |
| Beni evime götürebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنكِ إعادتي للمنزل؟ |
| Belki işe geri dönmemi istersin? | Open Subtitles | هل تظن أنه قد كون بإمكانك إعادتي إلى وظيفتي؟ |
| Washington'a geri dönmemi istiyorlarsa gelip yakalayıp, götürebilirler. | Open Subtitles | -بلغهم إذاً ردّي يريدون إعادتي لـ (واشنطن)، يمكنهم الحضور لأعادتى |
| Beni geri getirmeye çalışmayacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | عليكَ أن تعدني بأنكَ لن تحاول إعادتي إلى الحياة |
| Haklıydın. O yüzden durma. Eski beni geri getirmeye çalışmaya devam et. | Open Subtitles | كنت محقًّا، فتفضّل وواصل محاولة إعادتي لشخصيّتي السابقة |
| Ama sadece kısa bir zaman için ölü kalacağım. Sonra beni geri getirebilirsin. | Open Subtitles | لكنـّي لن أموت سوى لفترة قصيرة، و حينذاك ، يمكنكِ إعادتي مرة أخرى. |
| Cidden beni ruhlar alemine geri gönderebileceğini mi sanmıştın? | Open Subtitles | أنت تعتقد حقا أنك تستطيع إعادتي إلى مملكة الأرواح ؟ |
| Beni şehre götürebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك إعادتي للمدينة ؟ |
| Beni hemen evime götürebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إعادتي للمنزل الآن؟ |
| Koroya geri dönmemi istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون إعادتي للجوقة |
| Evet ama beni geri getirmeye de yardımcı oldun. | Open Subtitles | أجل، كما أنك ساهمت في إعادتي للحياة |
| Beni bir daha geri getirmeye kalkışırsan... | Open Subtitles | إياك أن تحاول إعادتي للحياة ثانية |
| Bana, beni geri getirmeye çalışmayacağına dair söz vermelisin. | Open Subtitles | عدني بأنكَ لن تحاول إعادتي للحياة |
| Hayatım, beni sürekli sürükleyerek buraya getirebilirsin ama ucuzladığı falan yok. | Open Subtitles | يمكنك مواصلة إعادتي إلى هذا المنزل، لكن ثمنة لن يبخس |
| Beni geri getirebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانكِ إعادتي |
| Willa senin beni eve gönderebileceğini söyledi. | Open Subtitles | ويلا قالت أن بمقدورك إعادتي إلى المنزل. |