| Seni belli ki gücendiren bir şey için senden özür diledim ve bana söyleyecek bir şeyin yok? | Open Subtitles | أنا فقط إعتذرتُ لعَمَل الشيءِ الذي على ما يبدو آهانَك، وأنت لَيْسَ لَكَ شيء للقَول لي؟ |
| özür diledim. Bunu istiyordun, değil mi? | Open Subtitles | لقد إعتذرتُ هذا ما كنتِ تريدين ، أليس كذلك؟ |
| Aniden ayrıldığım için özür diledim. ve oğlumla zaman geçirmek için buraya geldiğime dahil onu bilgilendirdim. | Open Subtitles | إعتذرتُ عن المغادرة فجأة وأعلمتها ببساطة أنّي قادم إلى هنا لقضاء بعض الوقت مع إبني |
| Daha geçen hafta, ona yok olan bir mesleği öğrettiğim için özür dilemiştim. | Open Subtitles | لقد إعتذرتُ إليها الأسبوع الماضي لتعليمها مهنة محتضرة |
| Kardeşimin nişanlısını düdüklediğim için daha az özür dilemiştim. | Open Subtitles | إعتذرتُ أقل من ذلك بعد أن ضَربتْ خطيبة أَخُّي. |
| özür diledim ya, daha ne yapayım? | Open Subtitles | إعتذرتُ. ماذا أكثر يُمْكِنُ أَنَّني أعْمَلُ؟ |
| özür diledim çünkü deftere "Annemden t-nefre ediyorum." yazmıştım. | Open Subtitles | إعتذرتُ لأن كُتِبتُ "أنا قبعة إلكترونية أمّي" في هناك. |
| Phil, özür diledim ya. Ağzımdan yanlışlıkla çıktı. | Open Subtitles | فيل" لقد إعتذرتُ سابقًا" لقد خرَجت بالخطأ |
| Chad'den özür diledim ve bu onunla benim aramızda. | Open Subtitles | إعتذرتُ لتشاد و الأمر بيني و بينه. |
| Onu arayıp özür diledim. | Open Subtitles | دَعوتُه وأنا إعتذرتُ. |
| Bunun için özür diledim. | Open Subtitles | إعتذرتُ عن ذلك. |
| özür diledim. | Open Subtitles | إعتذرتُ. |
| - özür diledim. | Open Subtitles | - أنا إعتذرتُ. |
| özür dilemiştim. | Open Subtitles | أنا إعتذرتُ. |