| - O zaman öyleydi. Şimdi beni tutuklamak isteyen polis özentilerisiniz. | Open Subtitles | كان هذا لاحقاً، الآن أنتم شرطيين وتريدون إعتقالي |
| Beni bunun için tutuklamak istiyorsanız, durmayın. | Open Subtitles | إن أردتَ إعتقالي لهذا السبب، فقم بذلك -لن أقوم بمقاومتك، فأنا متعبة جداً |
| Kendi motorumu yakıyorum diye beni tutuklayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك إعتقالي لإلقاء دراجتي البخارية في القمامة |
| Tutuklama emri olmadan beni tutuklayamazsınız. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع إعتقالي بدون تفويض |
| Üç saat sonra sarhoş ve çıplak bir hâlde buz pisti aracını sürerken tutuklandım. | Open Subtitles | بعد ثلاث ساعات ، تم إعتقالي سكيرة عارية ، وأقود سيارة صقل الجليد |
| Tutuklanmam gerektiğini düşünüyorsanız, hemen tutuklayın! | Open Subtitles | فإذا كنت تعتقد أن من واجبك إعتقالي فاعتقلني إذن |
| Beni tutuklatmaya çalıştığında gitmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أرحل عندما حاولت إعتقالي |
| Bana o şekilde bakma. Otel odası tuttum diye beni tutuklayamazsın. | Open Subtitles | لا تنظر إليّ هكذا ، لا يمكنكَ إعتقالي لإستئجار غرفة بفندق |
| Beni burda nasıl tutuklayacaksın? | Open Subtitles | كيف بوسعك إعتقالي هُنا؟ |
| Kimliğim İnterPol tarafından belirlendiği anda beni tutuklamaları gerekir. | Open Subtitles | عندما يتم إخطار (الإنتربول) بالهوية سيتطلب الأمر إعتقالي المُؤقت |
| Beni tutuklayabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك إعتقالي. |
| Beni tutuklamak istiyorsan, yap o zaman. | Open Subtitles | هل تريد إعتقالي .. قم بذلك |
| Beni tutuklayamazsınız. - Evet, tutuklarız. | Open Subtitles | هو من هاجمني لا يُمكنُكم إعتقالي أنا |
| - Adam bana saldırdı sonuçta. Beni tutuklayamazsınız. | Open Subtitles | هو من هاجمني لا يُمكنُكم إعتقالي أنا |
| Ses taklidi yapabiliyorum diye beni tutuklayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكم إعتقالي لأنني أقلّد الأصوات. |
| Şevkli olduğum için beni tutuklayamazsınız herhalde? | Open Subtitles | لايمكنكما إعتقالي بتهمة الحماس، صحيح؟ |
| Bir fahişeye sevişme teklif ettiğim için tutuklandım, o da polis çıktı. | Open Subtitles | لقد تم إعتقالي لإغوائي لعاهرة إتضح أنها شرطية. |
| Ben SEAL'ciyim ve bu sabah işlemediğim bir suçtan tutuklandım. | Open Subtitles | أنا ضابطٌ زميلُ لكـ وقد تم إعتقالي في هذا الصباح تحت تهمةٍ لم أرتكبها مطلقاً |
| Beni bunun için tutuklayacaksanız, buyrun tutuklayın. | Open Subtitles | لو تريد إعتقالي من أجل هذا، تفضل |
| - Söyleyeceğin herşey aleyhinde... - Beni tutuklayamazsın. | Open Subtitles | أي شئ ستقوله سيكون - أنت لا تستطيع إعتقالي - |
| Beni burda nasıl tutuklayacaksın? | Open Subtitles | كيف بوسعك إعتقالي هُنا؟ |
| Kimliğim İnterPol tarafından belirlendiği anda beni tutuklamaları gerekir. | Open Subtitles | عندما يتم إخطار (الإنتربول) بالهوية سيتطلب الأمر إعتقالي المُؤقت |
| Beni tutuklayabilirsin ama hapishane hücresinden sana yardımcı olamam. | Open Subtitles | يمكنك إعتقالي على ما أعتقد، لكن لايمكني مساعدتك من زنزانة سجن |