| Çarptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّه ضَربَ شاحنتَي. لا، هو بخير. |
| Bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك تَفعَلُ ذلك. |
| Benim için düzenlenen gösteriyi kaçırdığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد أَتغيّبُ عن ملكِي الإجتماع. |
| Bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | البولدوغ، أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك عَمِلتَ ذلك. |
| Buldog'un Roz'u kullanmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد البولدوغِ يَستعملُ روز. |
| Noel arifesinde senden Yahudi gibi davranmanı istediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يَستطيعُ إعتِقاد أَطْلبُ مِنْك الإدِّعاء لِكي يَكُونَ يهوديَ عشية عيد الميلاد. |
| İnanamıyorum İki gün üst üste aynı şey oldu. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد هذا حَدثَ مرّتين. |
| Bana ahlaklı olmaktan söz ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك مُحَاضَرَتي حول الأخلاقِ. |
| Tanrım. Bu ikisine inanamıyorum. | Open Subtitles | اللورد الجيد، أنا فقط لا أَستطيعُ إعتِقاد الإثنان منهم. |
| Benden nefret ettiğini biliyordum ama bu kadar acımasız olduğuna inanamıyorum! | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّك كَرهتَني، لَكنِّي فقط لا يَستطيعُ إعتِقاد بأنّك يُمكنُ أَنْ تَكُونَ قاسيَ جداً. |
| Söylediklerime inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّني قُلتُ ذلك. |
| Bu kadar çok teklif ettiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد أَعْرضُ هذا الكثيرِ. |
| Bu kadar kayıtsız olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك عاديُ حول هذا. |
| Bu işin bittiğine hâlâ inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ لا أَستطيعُ إعتِقاد هذا في جميع أنحاء. |
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك كَذبتَ لي. |
| Bu adamların, bunu yapmak için aldıkları paraya inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد المالِ هذه الحدبِ تَصِلُ إلى تَعمَلُ هذه. |
| Bunu söylediğime inanamıyorum ama, Wonder Woman sıradaki sensin. | Open Subtitles | لا يَستطيعُ إعتِقاد أَقُولُ هذا، لكن، إمرأة إعجوبةِ، أنت قادم. |
| İşe yaradığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد هذا المَعْمُولِ. |
| İnanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، اللهي، أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد هذا. |
| İnanamıyorum, akşama planlarım vardı. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّني عِنْدي الخططُ. |