| Bu yüzden sen kontrolünü kaybedip ülkeden kaçarken onu idam ettiler. | Open Subtitles | لذلك تم إعدامه بعد الإحتلال في وقت هربت أنت من البلد |
| Ondan sonra davayı tekrar açamazsınız ve idam tarihi kesinlikle değiştirilemez. | Open Subtitles | ليس بإمكانكم المباشرة بفتح قضيته بعد ذلك وسيكون تاريخ إعدامه قاراً |
| On iki yıl sonra, 2006'da Bobby Wilcher'ın tüm temyizlerinin düştüğünü ve idam gününün yaklaştığını öğrendim. | TED | بعد مرور 12عام منذ 2006، علمت أن بوبي وباشر قد استنفذ كل الاستئنافات وكان موعد إعدامه يقترب. |
| Cuma olmaz. Hayır. Cuma günü infaz gerçekleşecek. | Open Subtitles | لا يستطيع الجمعة، لا لأن الجمعه هو يوم إعدامه |
| İdamı sırasında gayet sağlıklı olacağına söz veririm. | Open Subtitles | لك كلمتي أنه سيكون بكامل صحته لأجل إعدامه |
| İdam gününde hapishaneye doğru giderken zihnimin içinde Bobby deliye dönüyordu. | TED | أثناء قيادتي للسيارة متجهة إلى السجن يوم إعدامه في مخيلتي، أن بوبي سيكون مجنوناً |
| Savaştan sonra idam edilmesi üzücü. | Open Subtitles | كان الامر حزيناً لقد تم إعدامه بعد الحرب |
| "İnsanlığa karşı işlemiş olduğu suçlar nedeniyle, Krakow'da asılarak idam edildi." "Oskar Schindler, savaştan sonra, yürütemediği evliliği gibi..." | Open Subtitles | تم القبض على امون جوز و تم نقله الى المستشفى النفسي في بادتولز و تم إعدامه في كاراكو لجرائمه ضد الانسانيه |
| Louisiana'da elektrikli sandalyede idam edilmiş, öyle değil mi? | Open Subtitles | تم إعدامه بالكرسي الكهربائي في لويزيانا, أليس كذلك؟ |
| Onun hakkındaki gecikmiş idam dün gece yerine getirildi. | Open Subtitles | وتم تنفيذ إعدامه الذي أُجل طويلاً ليلة أمس |
| "Hükümet onu ülkesine göndermek istiyor;" o zaman idam edileceği kesin. | Open Subtitles | الحكومة تريد ترجيله إلى بلاده حيث سيتم إعدامه بالتأكيد |
| İdam mangası benim için işini yapmayacak. | Open Subtitles | كان يجب على فرقة إعدامه أن تفعلها من قبلي. |
| Eğer onu şimdi idam ettirirseniz. Pek iyi olmayacaktır. | Open Subtitles | إذا كنت إعدامه الآن، أنه قد لا يذهب أكثر من جيد جدا. |
| Çünkü 18 yaşına bastı... ve artık idam edilebilir. | Open Subtitles | اليوم أصبح في عمره 18 ذلك يعني اقتراب موعد إعدامه |
| Eski hükümete sadık kaldıklarından şüphelendiklerini gördükleri yerde idam ediyorlar. | Open Subtitles | أي مشتبه بالولاء للحكومة القديمة يتم إعدامه في مكانه |
| Genellikle infaz saati olan akşam üstü 6:00'da ya da 6:00'ı bir kaç dakika geçtiğinde ranzamda diz çökmüş Michael için dua ediyordum. | Open Subtitles | ,عندما حان وقت إعدامه ,كنت أعرف أنها ستكون في تمام السادسة ,عادة, بضع دقائق بعد السادسة مساءا |
| - Önümüzdeki ay infaz edilecekti. | Open Subtitles | كان من المُقرر أن يتم إعدامه الشهر القادم |
| Muhbirimizin infaz edildiği dün gece kesinlik kazandı. | Open Subtitles | البارحة, علمنا بشكل قاطع, أن مخبرنا قد تم إعدامه |
| Yani idamı erteletmekle doğru bir iş yaptık. | Open Subtitles | إذاً , فعلنا الصواب بتأجيل موعد إعدامه هل أنتِ تحت تأثير دواء ما ؟ |
| İdamına kısa bir süre kala, hücresinde intihar etti. | Open Subtitles | إنتحر في زنزانته قبل فترة قليلة من إعدامه |
| İdamını önlemek için elinden gelen her şeyi yapmanı umuyorum senden. | Open Subtitles | أنا أتوقع منك أن تفعل كل ما في وسعكم لمنع إعدامه, |
| Allah hesabını soracaktır ondan, ki bu yüz idamdan daha kötü. | Open Subtitles | سيجازيه على فعلته أسوأ من إعدامه بمئات المرات |
| Amon Goeth, Bad Tolz'daki bir sanat0ryumda yatarken tutuklandı. İnsanlığa karşı suçlardan Krakow'da asıldı. | Open Subtitles | تم القبض على امون جوز و تم نقله الى المستشفى النفسي في بادتولز و تم إعدامه في كاراكو لجرائمه ضد الانسانيه |