| Ne saldıracaklar, ne de açlık çekecekler. Bir duyuru yap. | Open Subtitles | ليس ضروريا أن يهاجموا و لن يجوعوا , إعمل إعلان |
| Tamam, ama bunun için bir şey yap. Sen, buraya gel. Buraya. | Open Subtitles | حسنا ، لكن إعمل شئ حول هذا تعالى هنا ، أنت , هنا |
| bana bir iyilik yap bir ipucunu asla takip etme en azından bana sormadan. | Open Subtitles | إعمل لي معروفاً لا تتبع أي دليل, من دون أن تأخذ موافقتي |
| İşin bitti. Golf oyna ve vuruşlarına çalış. | Open Subtitles | لقد أنهيت عملك، عُد إلى ملعب الجولف خاصتك و إعمل على تحسين ضرباتك |
| Onunla çalış, çünkü burayı ayakta tutmak için bana lazım olan şey onda. | Open Subtitles | إعمل مَعها لأنها تمتلك ما اريد بالضبط لاستمرار هذه الشركةِ |
| Bana bir iyilik yap ve boş zamanında Starsky ve Hutch'ta çalış. | Open Subtitles | إعمل على ستارسكايك وقفص الروتين على وقتك. |
| Yapmak için doğduğunuz işi bulun bulmak için elinizden geleni yapın. | Open Subtitles | جِد الشيء الذي قُدّر لك أن تفعله إعمل بجد لتحصل علية |
| akıllıca çalışın, sonra çok çalışın. Arkadaki bu resim, bu sabahın üçü. | TED | إعمل بذكاء ثم إبذل الجهد في عملك وهذه الصورة أُلتقطت في الثالثة صباحاً |
| Bir şey yap! Bir birlik topla. | Open Subtitles | إعمل أي شيء، إجمع جماعة من البلدة للتصدي له |
| Dostum bir iyilik yap ve burnunu her şeye sokma. | Open Subtitles | إعمل معروفاً يا صديقي؟ أبق أنفك بعيداً عن ما لا يتعلّق بك. |
| Sana yardım edeceğim ama bana bir iyilik yap karta bunu yazma. | Open Subtitles | يمكنني مساعدتك، لكن إعمل لي خدمة لكن لا تدكرها بهده البطاقة |
| Dokunmaktan korkuyorum. Kaldırmak için ne yapman gerekiyorsa yap. | Open Subtitles | أنا خائفة من لمسه , فقط إعمل ما تفعل لجعله ينتصب |
| Bana bir iyilik yap... Ben gidene kadar gözüme gözükme. | Open Subtitles | إعمل لي معروفاً وأغرب عـن وجهي حتى أنتهي |
| Ofiste 6 ay çalış araba senin olsun. | Open Subtitles | إعمل فقط في المكتب لمدة 6 أشهر.. ومن ثم ستصبح السيارة ملكك.. |
| Bunu da duruşmaya taşımayalım John. Bize karşı savaşma, bizimle çalış. | Open Subtitles | لا تترك القضية تذهب للمحاكمة يا جون لا تحاربنا.إعمل معنا |
| çalış canım. Bu yüzden kalp atışlarını düzenlemek, çarpıntı ve titremeleri önlemek için bu reçeteye ihtiyacı var. | Open Subtitles | إعمل يا عزيزي , و هو بحاجة لهذا الدواء لتنظيم دقّات قلبه و السيطرة على خفقانه و هزّاته |
| Hızlı çalış. Taktik Bir, duyuyor musun? | Open Subtitles | إعمل بسرعة، فريق الإستجابة واحد، هل تسمعني؟ |
| Birkaç yıl fabrikada çalış. Sonrasına bakarız. | Open Subtitles | إعمل في المصنع لعدّة سنوات، ثمّ سنتحدّث بخصوص هذا |
| İyi çalış. Burayı açmak için tefeciden para aldım dememiş miydin? | Open Subtitles | إعمل بجد ، ألم تقل أنكَ حصلت على قرض لتفتح هذا ؟ |
| Ne diyorsam yapın! Kızı getirtin! Söyle onlara, bu bir emirdir! | Open Subtitles | إعمل كما أقول , إطلب البنت أخبرهم ذلك أمر |
| Ses getirecek vakalara çalışın. Cinayetleri çözün. | Open Subtitles | إعمل على القضايا النوعيّة خفض عدد جرائم القتل |
| Ve bilgisayar endüstrisine geri dönüp, bir süre burada çalışıp, bir şeyler yapmam lazım, dedim. | TED | لذلك ما فعلته هو أنني عدت إلى مجال الكمبيوتر و قلت: حسناً, أنا مجبر على العمل هنا لفترة, إعمل شيئاً. |