| Beş dolar borç alan. | Open Subtitles | انت تعرفينه , الشاب الطويل الذي إقترض منيّ خمسة دولارات |
| Duydun mu kız arkadaşımda 5,000 Yuan borç almış. | Open Subtitles | ،لقد سمعتي كل الرسالة إقترض 5000 من صديقتي |
| Babamın bir yıl önce ondan borç aldığını söylüyor. | Open Subtitles | تعرف , كما يقول أبي إقترض منه مبلغاً منذ عام |
| Bu sefer komşunun arabasını ödünç aldı ve bir haftadır eve gelmedi. | Open Subtitles | هذه المرة إقترض سيارة جارنا ولم يعد للبيت لمدة إسبوع |
| -Ondan para mı ödünç aldı? | Open Subtitles | -هل إقترض المال منها؟ |
| Vali Feron Kralın adına Hollanda'dan, iki milyon livre borç almış. | Open Subtitles | إقترض المحافظ فيرون مليوني ليفر من الهولنديين بإسم الملك |
| Herkesten borç aldı. | Open Subtitles | و قد إقترض من الجميع ، الأمر سيقتله |
| Annesinin emekliliği için borç almış. | Open Subtitles | إقترض النقود ليستثمر لتقاعد أمه |
| Belki baldızı ve kocasından borç almıştır, bir yerden sonra da yeter demişlerdir. | Open Subtitles | ربما إقترض المال من صهوره، وطفح الكيل. |
| Kurata mekanı için Yoshii'den borç aldı. | Open Subtitles | (كوراتا) إقترض المال من (يوشي) ليتشري هذا الملهى |
| Adam, bir tefeciden borç almış. | Open Subtitles | إقترض الرجل نقودا من مقرض |
| Dilen, borç al yada çal. | Open Subtitles | إستجد، إقترض أو إسرق |
| Çevredeki bir adamdan borç aldı. | Open Subtitles | إقترض مالاً من رجل في الحي |
| Coogan bir sürü borç almış. | Open Subtitles | من الواضح أن (كوغان) إقترض الكثير من المال |
| Jimmy, sadece dükkânını işletmeye çalışıyordu ancak ekonomi gümledikten sonra o yüklü miktarda borç aldı ve Bobby S onun sahibi oldu. | Open Subtitles | كان (جيمي) يُدير محلّه فحسب، يُحاول أن يكسب لقمة عيشه، لكن عندما تهاوى الإقتصاد، إقترض بعض العُملة الصعبة، وبعد ذلك، أصبح (بوبي إس) يملكه. |
| Ne kadar borç almıştı ? | Open Subtitles | كم إقترض يا (ديان)؟ |