| Neden olduğunu bilmiyorum. Belki bir hata yaptı. | Open Subtitles | لا أعرف ما السبب, لكن ربما أنه إقترف خطأً |
| Baban hatalar yaptı ve onları unutmak için içiyor. | Open Subtitles | أباك إقترف أخطاءً و يشرب لينسى تلك الأخطاء لكن... ؟ |
| Derek bir hata yaptı, Anne. | Open Subtitles | إقترف (ديريك) خطأً يا أمّـاه، كان خطأً بشرياً |
| Bunları, o tarihten iki yıl sonra yapmış olsaydı, onu gaz odasına tıkarlardı. | Open Subtitles | إن كانَ إقترف هذه الجريمة متأخراً سنتين لكانوا أعدموه بالغاز |
| Korkunç şeyler yapmış olabilir ama hâlâ af dileyebilecek biri. Hepimiz gibi. | Open Subtitles | لقد إقترف أموراً شنيعة لكنه لا يزال قادراً على التكفير عن ذنوبه، مثلنا جميعاً |
| Manny bir hata yaptı ama kolay yolu seçmedi. | Open Subtitles | إذا (ماني) إقترف خطاً ، ولكنه لم يسلك الطريق السهل |
| Ancak bir hata yaptı. | Open Subtitles | ولكنه إقترف خطأ |
| Ama Louis'te yaptı. | Open Subtitles | لكن (لويس) إقترف أيضاً. |
| Bunu kim yaptı? | Open Subtitles | -من إقترف هذا؟ |
| Evet, yanlış bir şey yapmış birini affedebilmemiz gerekir. | Open Subtitles | علينا أن نغفر لشخص إقترف إثماً ،ومهما كانت الحقيقة |
| - Bunlarda çeken kişi hatalar yapmış. | Open Subtitles | حسنا، في هذه الصور، المصور الهاوي إقترف أخطاء |
| Bir hata yapmış ve hayatının geri kalanında onun pişmanlığını duymuş. | Open Subtitles | لقد إقترف خطأ واحداً، وقد ندم عليه باقي حياته |