| Çünkü bilmediğim birşeyi öğrendim. | Open Subtitles | ' يَجْعلُ أنا إكتشفتُ شيءاً بأنّني مَا عَرفتُ. |
| Largo'nun teknesinin güney Fransa yolunda olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفتُ بأنّ مركبِ لارجو في الطريق لجنوب فرنسا. |
| Çünkü bilmediğim birşeyi öğrendim. | Open Subtitles | ' يَجْعلُ أنا إكتشفتُ شيءاً بأنّني مَا عَرفتُ. |
| Lezzetli ve bol etli,kaplumbağlar keşfettim. | Open Subtitles | إكتشفتُ السلحفاةَ، الذي يعطيني وفرة من اللحمِ اللذيذِ. |
| Ama daha sonra insanları öldürmeyi daha çok sevdiğimi anladım. | Open Subtitles | ثمّ إكتشفتُ بانني احَببتُ قاتلَ الناسَ بدرجة أكبر. |
| Öldüğünü öğrendiğimde ne yaptığımı bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدين أن تعرفي ما فعلتُ عندما إكتشفتُ أنّه مات؟ |
| Bana emekli olduğunu söyledi ama gerçeği öğrendim. | Open Subtitles | أخبرَني تَقاعدَ، لَكنِّي إكتشفتُ الحقيقةَ. |
| İki sene önce bunu öğrendim. Tedaviye cevap vermiyorum artık. | Open Subtitles | إكتشفتُ ذلك منذ سنتين تَوقّفتُ عن إستكمال العلاج |
| Adam'ın senin köşeni sevdiğini öğrendim, böylelikle ben de düşündüm ki eğer sendikalaştırırsa... | Open Subtitles | إكتشفتُ أنّ آدم يحَبُّ عمودُكَ، لذا إعتقدتُ إذا هو يُمْكِنُ أَنْ يديرها |
| Matt, Ariel senden bahsettikten sonra, bir araştırma yaptım ve tahmin et senin hakkında ne öğrendim? | Open Subtitles | لذا، مات، تَعْرفُ، بعد أريل أخبرَنا عنك، أنا هَلْ بَحثَ وحَزرَ ما إكتشفتُ عنك؟ أوه، الله. |
| öğrendim ki küçük yalancı oğlumuz üç hafta önce kovulmuş. | Open Subtitles | إكتشفتُ أنّ ابننا.. الكاذب طُرد منذ ثلاثة أسابيع |
| Hastanemde çalışan sigorta şirketinin vekil heyeti olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لذا إكتشفتُ بأنّ هناك مجلس أمناء على خطتِنا الطبيةِ الذي يَعْملُ في الحقيقة في مستشفاي. |
| Ama sonra bir tümörüm olduğunu öğrendim ve sağlık sigortam da yoktu. | Open Subtitles | لكن ثمّ عندما إكتشفتُ بأنّني كَانَ عِنْدي ورم وأنا ما كَانَ عِنْدي تأمين صحي، |
| Hepinizin bildiği gibi, geçenlerde üvey babam Frank'in ölüm döşeğinde yattığını öğrendim. | Open Subtitles | كما أنتم جميعاً تَعْرفونَ، إكتشفتُ مؤخراً بأنّ زوج أمّي، فرانك، على فراشِ موته. |
| Bu hileyi bir iki hafta önce keşfettim. | Open Subtitles | يَخْدعُ أنا قليلاً إكتشفتُ قبل أسابيع قَليلة. |
| Sonra hayatımı değiştiren sırrı keşfettim. | Open Subtitles | ومن ثمّ إكتشفتُ سراً واحداً غيّر حياتي بأكملها. |
| Her yıl yüz milyonlarca doların israf edildiği gizli bir hükümet çalışmasını keşfettim. | Open Subtitles | لقد إكتشفتُ برنامج حكومي سرّي الذي كان يبذّر مئات الملايين من الدولارات كلّ عام |
| Evet, ikinizi CBI'da gördüğümde anladım. Sana çok kızgındı, çok kızgın. | Open Subtitles | أجل، إكتشفتُ الأمر حين رأيتكما بمكتب التحقيقات لقد كانت غاضبة جداً منك، غاضبة للغاية |
| Adını öğrendiğimde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | لقد كانت ميتةً بالفعل عندما إكتشفتُ إسمها |
| Yeni fark ettim. | Open Subtitles | أوه، الله، أنا تَواً إكتشفتُ بأنّها تَرْفضُ بالتأكيد |
| - Yürüyüşlerimizden birinden sonra satranç takımımı parkta unuttuğumu farkettim. | Open Subtitles | بعد إنتهاء إحدى مُبارياتنا، إكتشفتُ أنّي تركتُ الشطرنج خاصّتي بالحديقة. |
| Eğer bana herhangi bir şekilde kazık atmaya çalıştığını öğrenirsem, karanlık bir köşeye saklanıp Tanrı'ya seni bulmamam için dua etsen iyi edersin. | Open Subtitles | ولو إكتشفتُ بأنكَ تعبثُ معي ،على أيّ حال يُفضل لك بأن تختبئ ،بأيّ زاويّة من هذا السجن .وتدعي الرب بأن لا أعثرُ عليك |
| Yaşlı adamın kimliğini öğrenince masumiyetimi kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | عِندما إكتشفتُ من كان والده العجوز يُمكنني إثبات براءتي |
| Bunu bir doğum günü partisinde acı bir şekilde öğrenmiştim. | Open Subtitles | إكتشفتُ ذلكِ بالطريقة الصعبة في حفلةِ عيد ميلاد. |
| Ben mi? Ben hayattaki amacımı keşfettiğimde henüz sekiz yaşındaydım. | Open Subtitles | أنا كنت في الثامنة عندما إكتشفتُ حلمي في الحياةِ |