| Kız tavuk olmadığı sürece, horoz kalman onu hiç etkilemez. | Open Subtitles | لن تؤثر عليها أبدا و أنت ديك إلا إذا كانت دجاجة |
| Aday olmadığı sürece yasaklı listesine girmez. | Open Subtitles | لا، ليست خارج الحدود إلا إذا كانت من المرشحين. |
| İyi bir gazeteci olarak, gerçek olmadıkça bilgiyi kullanmazsın, öyle değil mi? | Open Subtitles | طبعا. طبعا كصحفي جيد انك لا تستخدم المعلومات إلا إذا كانت حقائق، الآن، أليس كذلك، جيم؟ |
| Fıstık gibi bir kız, özel olarak istediği bir şey olmadıkça, benim gibi biriyle asla takılmaz. | Open Subtitles | ففتاة جميلة مثلها لن تحب أبداً شخصاً مثلى إلا إذا كانت تبتغى منه مصلحة ما |
| Sen bir sineği bile incitemezsin, Bertram. Tabi eğer zaten ölmemişse. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تؤذى ذبابة إلا إذا كانت قد فارقت الحياة |
| Tabii eğer bir androidin insansı bir .davranış sergileyebileceğini iddia etmiyorsanız? | Open Subtitles | إلا إذا كانت هذه الإنسانة الألية تمتلك الميول نحو السلوك الأجرامي |
| Bu bir Mearas eğer gözlerimi bir büyü yanıltmıyorsa. | Open Subtitles | إنه أحد (الميراس) إلا إذا كانت هذه خدعة |
| Sorunun kendine hayranlık olmadığı sürece. Yani Dr. Morgan'a niye geliyorsun? | Open Subtitles | إلا إذا كانت مشكلتكِ نرجسية إذاً لماذا تأتين للدكتور مورغان؟ |
| Kimse servis kusursuz olmadığı sürece şişesi 20 dolarlık bir votkaya 1000 kâğıt bayılmaz. | Open Subtitles | انظري, لا أحد سيدفع ألف دولار لعلبة من الفودكا بـ 20 إلا إذا كانت الخدمة خالية من العيوب |
| Natasha çok sarhoş olmadığı sürece gösteri yapamazdı. | Open Subtitles | ناتاشا لا تستطيع أن تعزف إلا إذا كانت مخدرة |
| Zamanında görevini tamamlayanlar hariç, ...herhangi bir yetişkin erkek uygundur, ...beyaz yakalı suçu olmadığı sürece tabi. | Open Subtitles | أيَّ رجل بالغ مؤهل بإستثناء الأشخاص الذين يقضون وقتاً في الحبس إلا إذا كانت لأجل جريمة مالية |
| Bu İngiliz kadının davasının sempatizanı olmadığı sürece. | Open Subtitles | إلا إذا كانت تلك المرأة الإنكليزية متعاطفة مع قضيته |
| Kuralları olmadıkça oyun sıkıcı geliyor. | Open Subtitles | اللعبة لا تكون ممتعة إلا إذا كانت هناك قواعد |
| Protokol hayatın tehlikede olmadıkça kendini ifşa etmemeni gerektiriyordu. | Open Subtitles | موقف البروتوكول هو عدم المخاطرة الكشف عن نفسك إلا إذا كانت حياتك في خطر |
| Kesinlikle gerek olmadıkça güç kullanmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد استعمال القوة إلا إذا كانت ضرورة ملحة |
| Tabi eğer Harmony gibi avanak ya da Druscilla gibi kaçık değilse. | Open Subtitles | إلا إذا كانت مغفلة مثل هارموني أو مجنونة مثل دروسيلا |
| Tabi eğer bir İngiliz versiyonu yoksa. | Open Subtitles | إلا إذا كانت هناك نسخة بريطانية للأغنية. |
| Tabi eğer yardım edecek kimseniz yoksa. | Open Subtitles | إلا إذا كانت لديك مُساعدة |
| Tabii eğer onu yanında tutman için kendi sebeplerin varsa başka. | Open Subtitles | إلا إذا كانت لديك أسبابك الخاصة لإبقائه موجوداً |
| - Malzeme odasına girdim, ve içeride muhasebeden Ashley ile birlikteydi, ve malzeme falan aramıyorlardı, Tabii eğer kız ya-hasını malzeme depolamak için ve adam da yang-gaydasını etrafına bakınmak için kullanmıyorsa. | Open Subtitles | وكان هناك مع أشلي التي تعمل في الحسابات ولم يكونوا يبحثون عن مُعدات إلا إذا كانت تستخدم... |
| Tabii eğer diğer tarafa gitmiyorlarsa. | Open Subtitles | إلا إذا كانت في طريقهم إلى أخرى ؟ |
| Bu bir Mearas eğer gözlerimi bir büyü yanıltmıyorsa. | Open Subtitles | إنه أحد (الميراس) إلا إذا كانت هذه خدعة |