| Geçen hafta 50'den daha az insan yakalandı. | Open Subtitles | تمّ إلقاء القبض على أقل من 50 بشراً في الأسبوع الماضي |
| Geçen hafta 50'den daha az insan yakalandı. | Open Subtitles | تمّ إلقاء القبض على أقل من 50 بشراً في الأسبوع الماضي |
| Polis kaçış aracının kimliğini belirledi, böylece soygunculardan biri yakalandı. | Open Subtitles | حددت الشرطة سيارة المجرمين، مما أدى إلى إلقاء القبض على اللص الأول |
| Bu adamı yakalamak istiyorsun. Çaktım o kısmı. | Open Subtitles | تريد إلقاء القبض على هذا الشخص أنا أفهمك |
| Sözü Komiser Pounds'a vermeden önce Los Angeles halkını, bu suçluyu yakalamak adına ne gerekiyorsa yapıldığına temin etmek isterim. | Open Subtitles | قبل أن اُقدم الكابتن باوندز أود أن أؤكد فقط لشعب لوس أنجلوس أنه يتم بذل كافة الجهود من أجل إلقاء القبض على هذا المُجرم |
| Bir papaz, aylaklıktan tutuklandı diye adamı kahraman ilan ediyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد ان إلقاء القبض على القس لعبثه يجعله بطلاً |
| - ...bilmek bizi çok rahatlattı. | Open Subtitles | -أنه تمّ إلقاء القبض على القاتل |
| Tabii bu sadece o yaratığın yakalanmasından başka bir şey değilse. | Open Subtitles | أعني، مالم يكن هذا أكثر من مجرد إلقاء القبض على المخلوق |
| "Vahşi yaratık yakalandı Mystic Falls'ta herkes güvende." | Open Subtitles | " تمّ إلقاء القبض على الوحش القاتل. كلشيءبخيربشلالاتميستيك." |
| Ve Davis bir milyon dolar kaçırmaya çalışırken yakalandı geri Devletleri'ne. | Open Subtitles | وقد تم إلقاء القبض على "دايفس" وهو يحاولُ تهريب ميلون دولارٍ إلى داخل الولايات المتحدة الأمريكية |
| Suikastçı yakalandı efendim. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض على القاتل يا سيدي |
| 430 yakalandı. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض على رقم 430 |
| Yani Chavez yakalandı. Sonra ne oldu? | Open Subtitles | وبعد إلقاء القبض على "شافيز"، ماذا حدث؟ |
| Morillo, Kid Flash adıyla tanınan yeni bir hızcı tarafından yakalandı. | Open Subtitles | وتم إلقاء القبض على (موريلو) من قِبل متسارع جديد يُدعى (الفتى البــرق) |
| Times Square olayından birkaç hafta önce Farrell, Kanada sınırından silah geçirirken yakalandı. | Open Subtitles | (الآن ، قبل بضعة أسابيع مما حدث بساحة (التايمز تم إلقاء القبض على (فيريل) وهو يقوم بتهريب أسلحة عبر الحدود الكندية |
| Bu zavallı piçleri yakalamak istersin. | Open Subtitles | هل تود إلقاء القبض على هؤلاء الأوغاد الضعفاء |
| Yargıç Richbell sizin zalim afyon kaçakçılarını yakalamak için gizli görevde çalıştığınızı söyledi. | Open Subtitles | أخبرني " ريتشبيل " أنك كُنت تتخفى من أجل إلقاء القبض على عصابة من مُهربين الأفيون |
| Cumhuriyetçilerin gözetiminde bu çirkin suçlar işlenirken sorumlular da bir bir tutuklandı. | Open Subtitles | صحيح أن هذه الجريمة النكراء وقعت خلال ولاية الحزب الجمهوري لكن إلقاء القبض على الضالعين فيها تم أيضاً |
| Bu yılın başlarında grubun liderinin yakalanmasından sonra Karpov tutuklandı. | Open Subtitles | كاربوف تم اعتقاله بعد فترة وجيزة من إلقاء القبض على رئيس المجموعة في وقت مبكر من هذه السنة |
| - ...bilmek bizi çok rahatlattı. | Open Subtitles | -أنه تمّ إلقاء القبض على القاتل |