| Eninde sonunda zorlu ve tehlikeli yerlere varıyorsunuz, maalesef slaytlar bunun hakkını vermiyor. | TED | لتصل في نهاية المطاف إلى أماكن حيث هائلة الخطورة للأسف المنزلقات ليست عادلة. |
| Bu aslında astronot olmak gibi birşeydi çünkü biz kimsenin daha önceden görmediği şeyleri görür ya da gidip görmediği yerlere giderdik. | TED | كأنّنا كنّا رائدي فضاء، لأنّنا تمكّننا من الذهاب إلى أماكن و رؤية أمور لم يسبق لأحد رؤيتها أو الذّهاب إليها من قبل. |
| - ...bir yerlere gitmek istemekte kötü olan ne var? | Open Subtitles | في أن أذهب إلى أماكن بعيدة حيث تتحرك الحياة بجديّة؟ |
| Beni bir yerlere goturup, bir seyler gostermek istedigini soyledi. | Open Subtitles | قال إنه يريد أن يأخذني إلى أماكن وأن يريني أشياءاً |
| Bu sinyallerin her biri önce serebral yarımkürenin ortasındaki röle merkezinden geçer ve ardından beyindeki diğer bölgelere dağılır. | TED | كل واحدة من هذه الإشارات تذهب أولاً إلى مركز تناوب في منتصف نصف الكرة المخية ومن ثم إلى أماكن أخرى في الدماغ. |
| Hastaların eklemlerinin yanı sıra tendon ve bağların kemikle birleştiği yerler sürekli iltihap toplar, herhangi bir yaralanma yaşanmamış olsa bile. | TED | يعاني المرضى من التهاب متواصل في المفاصل بالإضافة إلى أماكن إلتقاء الأربطة والأوتار والعظام، دون أي سابقة إصابة. |
| O kadar değişik yerlere gidiyorsun ki artık kim olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | تنتقل إلى أماكن كثيرة لمرات كثيرة ولا تعد تعرف من أنت |
| Kader bizi uzun ve kısa yollardan alır, garip yerlere götürür. | Open Subtitles | القدر يقودنا أسفل الدروب لمدة طويلة وقصيرة ويأخذنا إلى أماكن غريبة. |
| Korkuyorsam, daha tehlikeli yerlere gittim. | TED | إذا كنت خائفة، كنت أذهب إلى أماكن أكثر خطورة. |
| İnsanoğlunun daha önce gitmediği yerlere gitmek için. | TED | والذهاب إلى أماكن لم يذهب إليها بشر أبدًا. |
| Plastiği de daha ücra yerlere gidip daha derin kuyular kazarak çıkardığımız petrolden elde ediyoruz. | TED | والبلاستيك الذي نحصل عليه من النفط والذي يجعلنا نذهب إلى أماكن بعيدة جدا ونحفر آبار عميقة جدا لاستخراجه |
| Kaynak endüstrisiyle yaptığımız girişimlerden farklı olarak finans sektörü girişimlerinde bu hikayeye insan öğesini katarsak sanırım onu muazzam yerlere taşıyabiliriz. | TED | وبعكس محاولاتنا مع صناعه الموارد ومحاولاتنا مع الصناعات المالية بإحضار عناصر إنسانية لهذه القصه أعتقد أننا نستطيع أخذه إلى أماكن مهمة |
| Şey, politikası olan yerlere gidiyor. | TED | حسنا، إنها تذهب إلى أماكن لديها سياسة، مثل الصين. |
| Sistemde şu an çok fazla gariplik var, bu otomatik oynatma sizi çok garip yerlere götürüyor. | TED | هناك أشياء غريبة للغاية في النظام الآن فيأخذك التشغيل التلقائي إلى أماكن غريبة جدا. |
| Bankacılık altyapısı olmayan yerlere, temel bankacılık hizmetlerini götürüyor. | TED | هذه العملية توفر خدمات مصرفية بدائية إلى أماكن لا يوجد فيها بنية تحتية مصرفية. |
| Basitçe, ölçeklenemiyor veya başka yerlere transfer edilemiyorlardı. | TED | إذاً بشكل أساسي، لم يكن بالوسع تعييرها أو نقلها إلى أماكن أخرى. |
| Konu ses çıkarmak olunca kahkaha bizi bayağı garip yerlere götürebilir. | TED | للضحك القدرة على أخذنا إلى أماكن رائعة غريبة من حيث صنع الضجيج. |
| Dronlar bizim göremediğimiz şeyleri görme gidemediğimiz yerlere gitme gücüne ve yükselen bir bağımsızlığa sahiptir. | TED | لديها القدرة على رؤية ما لا نستطيع رؤيته، والوصول إلى أماكن لا يمكننا بلوغها مع تزايد قدرتها على التحكم الذاتي. |
| Hepimiz lise, üniversite, lisansüstü eğitimi aldık, ilginç yerlere seyahat ettik, erken yaşlarda çocuk sahibi olmadık, finansal olarak ayakta durabiliyoruz, asla hapse girmedik. | TED | سافرنا إلى أماكن ممتعة، ولم يكن لدينا أطفال في سن المراهقة ومستقرين مادياً، ولم يسبق لنا السجن. |
| Bir yerlere gidiyorlar, meydan okuyorlar, puan kazanıyorlar. | TED | يذهبون إلى أماكن ، يفعلون بعض التحديات و يكسبون نقاط |
| Sonra bu sorunlarla mücadele eden hastaların en çok yoğunlaştığı bölgelere gittik. | TED | ثم ذهبنا إلى أماكن حيث يمكننا أن نجد أكبر تركيز للمرضى يعانون من هذه المشاكل. |
| Burda 2003 senesinde, gördüğünüz gibi bütün bu noktalar penguenlerin olduğu yerler. her aile yarımdan biraz fazla yavru yetiştiriyor. | TED | كما ترون هنا في العام 2003 تشير جميع هذه النقاط إلى أماكن وجود طيور البطريق التي تربي فيها مايزيد عن نصف الفراخ |