| Yaratıcılığın, insana refakat eden kutsal bir ruh olup, insanlara, meçhul ve uzak bir kaynaktan, anlaşılmaz sebeplerle geldiğine inanıyorlardı. | TED | أعتقد الناس أن الإبداع كان روحاً إلهية مصاحبة جاءت إلى البشر من مصدر بعيد وغير معروف، لأسباب بعيدة وغير معروفة. |
| Salgınlar sıklıkla bir virüsün hayvandan insana geçmesiyle ortaya çıkar. | TED | تحدث الأوبئة عادةً عندما ينتقل الفيروس من الحيوانات إلى البشر. |
| Araştırmalar, bu virüslerin hayvandan insana geçişi sırasında erken evrelerde teşhis edebilmesini mümkün kılacaklar. | TED | وبشكل مثالي، سيسمح لنا هذا بالإمساك بتلك الأشياء في وقت مبكر، في أثناء انتقالهم إلى البشر. |
| En önemlisi, araştırmalarımız gösterdi ki biz bu tehlikeli virüsün insanlara bulaşma ihtimalini ortadan kaldırabiiriz. | TED | الأهم من ذلك، أظهرت دراساتنا أنه بإمكاننا القضاء على إمكانية انتقال هذا الفيروس الخطير إلى البشر. |
| Bunu bir çeşit piramit gibi düşünebilirsiniz, yukarı doğru gittikçe hayvanlardan insanlara geçen virüsler. | TED | وكما يمكنكم اعتبار هذا على أنه هرم مليء بالفيروسات من الحيوانات إلى البشر. |
| İzleyici: 19182daki büyük grip salgınında anladığım kadarıyla virüsün insana bulaşmasıyla güçsüzleştiğini varsaydılar. | TED | الجمهور: في إنفلوانزا 1918 فهمت أنهم وضعوا نظرية ما بإن تأثير الفيروس قد أصبح إقل عندما إنتقل إلى البشر. |
| İkinci sorunumuz, domuz organlarına özel bir sorun, Her domuz kendisi için iyi huylu olan birer virüs taşıyor ama bu virüs insana geçebilir. | TED | ثانيًا، وهذه متعلقة بالأعضاء المأخوذة من الخنازير، كل خنزير يحمل فيروسًا حميدًا بالنسبة له، لكنه يمكن أن ينتقل إلى البشر. |
| LG: Eh, evet. Aslında 1918'de virüsün insana bulaşmadan önce kuşlar üzerindeki yarattığı ölüm oranın bilmiyoruz. | TED | لورين: آ..نعم. فنحن لا نعلم في الواقع مدى خطورة سلالة الفيروس في 1918 على الطيور البرية قبل أن ينتقل من الطيور إلى البشر. |
| COVID-19 muhtemelen hayvandan insana aktarımını Çin'in Wuhan kentinde bir vahşi hayvan pazarında yaptı. | TED | ولكن يبدو أن كوفيد-19 قد قفز من الحيوانات إلى البشر في سوق للحيوانات البرية في ووهان، بالصين. |
| İnsan yavrusu insana aittir. | Open Subtitles | الشبل البشري ينتمي إلى البشر. |
| Ve eğer doğru yere bakarsanız virüsün insanlara geçişini gözlemleyebileceğimizi öğrendik. | TED | وما اكتشفناه هو انه اذا نظرتم في المكان المناسب، يمكنكم مراقبة تدفق هذه الفيروسات إلى البشر. |
| Aynı zamanda daha fazla hayvan yetiştiriyoruz ve bu hayvanlar da insanlara yiyecek sağlıyor. | TED | وفي نفس الوقت، فإننا نربي المزيد من الحيوانات، وتساهم هذه الحيوانات في توفير الأغذية إلى البشر كذلك. |
| Koronavirüsler zoonotik, yani hayvanlardan insanlara geçiyor. | TED | إن كورونا هي فيروسات حيوانية، بما يعني أنها انتقلت من الحيوانات إلى البشر. |
| Biyokimyasal araçları insanlara entegre etmenin bir yolunu bulmuşlar. | Open Subtitles | لقد وجدوا طريقة لدمج الأدوات الكيمياوية الحيوية إلى البشر |
| Bu hastalık, baştan hayvanlar arasında dolanıyor sonra insanlara geçiyor. | Open Subtitles | المرض، يتنقل بين الحيوانات أوّلاً، ومن ثمّ ينتقل أخيراً إلى البشر. |