| Çıkma teklifi aldığım erkekler genellikle beni Yatağa atmaya çalışır. | Open Subtitles | أغلب الشباب الذين يريدون مواعدتى يحاولون أن يأخذونى إلى الفراش |
| Bana nefret duymadan en son ne zaman Yatağa yattık? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرّة ذهبنا إلى الفراش ولم تكرهيني ؟ |
| Seninle Yatağa girmek için seni sahte bir rahiple kandırdı. | Open Subtitles | لقد خدعكِ بواسطة كاهن زائف لكي يأتي بكِ إلى الفراش. |
| Kahve ister misin yoksa hemen yatalım mı? | Open Subtitles | ـ هل تريد تناول القهوة أم أنك ستذهب إلى الفراش في الحال؟ |
| Bir zamanlar, yemek yemeden yatağına gönderilen kötü bir çocuk vardı. | Open Subtitles | ذات مرة أرسل فتى شقي إلى الفراش دون أن يتناول عشاءه |
| Eve gidip yatacağım ve sabah uyandığımda hiç şansın yok, gitmiş olacaksın. | Open Subtitles | سوف أرجع إلى الفراش بالمنزل وأنهض في الصباح وبدون حظ، سوف تنتهي |
| Benden bu kadar beyler, gidip yatıyorum. | Open Subtitles | هذه النهاية بالنسبة لي. أنا متعبة. سآوي إلى الفراش. |
| Bir daha olmaz. Yatağa dön hemen! Bu şarkıya bayılıyorum. | Open Subtitles | ليس فتاة آخرى، عُودي إلى الفراش أنا أحب هذه الأغنية |
| Dün gece Yatağa yattığında bir şeyler karıştırdığını sezmiştim. | Open Subtitles | كنت أحسب بأن شيئاً ما استحوذ على عقلها عندما ذهبت إلى الفراش الليلة السابقة |
| Yatağa ilk giden, para ödemek zorundaydı. | Open Subtitles | من يذهب إلى الفراش أولاً عليه أن يدفع غرامة |
| Fakat bir kural var. Kar etmeden asla Yatağa girme. | Open Subtitles | لكن لدي قاعدة واحدة لا أوي إلى الفراش دون تحقيق الربح |
| Diğer seferler Yatağa hep normal bir geceymiş gibi 9'da gönderildim. | Open Subtitles | المرات الأخرى، دائماً يرسلوني إلى الفراش في التاسعة، مثل أي ليلة أخرى |
| O gece, Cuma gecesi Yatağa yattığımda, gözüme uyku girmedi. | Open Subtitles | وذهبت إلى الفراش تلك الليلة,ليلة الجمعة, ولم أنم حتى لساعة واحدة. |
| Hey, iddiaya girerim sen hamleni yapamadan soyunup, egzersizlerimi yapıp Yatağa girebilirim. | Open Subtitles | اراهنك بأنّني يمكن أن أنزع ملابسي، اعمل تماريني واذهب إلى الفراش قبل ان تجعلي حركتك القادمة. |
| Bu benim Yatağa aç girmemi önleyemiyor. | Open Subtitles | هذا لا يمنعني من أن أخلد إلى الفراش جائعاً |
| Yaptığım tek şey tutkuyla onu Yatağa atmaktı. | Open Subtitles | بعد كل ما بذلته ذهبت إلى الفراش بحميمة شديدة |
| Çok geç oldu, sevgilim. Yatağa gel. | Open Subtitles | إن الوقت متأخر بشدة يا عزيزي تعال إلى الفراش |
| - Hadi, Pony, yatalım artık. - Bak. İsteyerek olmadı dedim. | Open Subtitles | هيا, بوني, لنذهب إلى الفراش الان انظر, انا قلت اني لم اقصد ذلك |
| Pekala, hadi yatağına git. Yarın sabah işe gitmek için erkenden kalkacaksın. | Open Subtitles | حسناُ إذهبى إلى الفراش لديكِ عمل فى الصباح |
| Teşekkürler, ama istemiyorum. Erken yatacağım. | Open Subtitles | شكراً ، لكنني أعتقد أننى لا أريد الذهاب للحفل أفضل الذهاب إلى الفراش |
| Lutetia'da bu saatte yatıyorum ben. | Open Subtitles | في لوتيسيا هذا هو وقت الذهاب إلى الفراش |
| Elbette. Siz erken yatın. | Open Subtitles | بالتأكيد ، والذهاب إلى الفراش مبكرا |
| Öyleyse... izninle Yatmaya gidebilir miyim? | Open Subtitles | إذاً .. هل تأذنين لي بالذهاب إلى الفراش ؟ |
| Ben yatayım öyleyse. | Open Subtitles | اذاً سوف اذهب إلى الفراش |