| Neden mi, geçen sonbahar, genç bir evli kadın tapınağa gitmişti. | Open Subtitles | لماذا عندما ذهبت زوجة شابة الخريف الماضى إلى المعبد هى وخادمتها |
| tapınağa doğru yol aldı ve Fa Hai ile karşılaştığında keşiş ateş ve duman püskürten dua matını fırlatmıştı. | TED | شقت طريقها إلى المعبد. وعند لقائها فا هاي، ألقى الراهب سجادة صلاته، التي شبت فيها النار والدخان. |
| Köle kızlar mı? tapınağa geri çağrıldılar. Ölümlerine hazırlanıyorlar.. | Open Subtitles | العبيد ، لقد أعيدوا إلى المعبد ليجهزونهم للموت |
| Bu gece Hole'a gidemeyeceğim anlamına mı geliyor bu? | Open Subtitles | أهذا يعني أنّي لا أستطيع الذهاب إلى المعبد الليلة؟ |
| Baba, Arthur amca yine banyoda ve saat 8'de Hole'a gidiyorum. | Open Subtitles | أبي، العم (آرثر) في الحمّام مجدداً، وأنا ذاهبة إلى المعبد في تمام الثامنة. |
| - Soylu Şeyh tapınak yolunda kutsal bir yolculuk-- | Open Subtitles | أيّها الشيخ النبيل نحن برحلة مقدسة إلى المعبد... |
| Gösteriden sonra küçük bir tapınağa gidip... evlenelim. | Open Subtitles | بعد المعرض سنذهب إلى المعبد الهندي الصغير أنا سأتزوّجك وأمّي ستكون حاضرة |
| Küplerin keşfedildiği tapınağa gidiyor. Ona yetişebiliriz, efendim. | Open Subtitles | ليعود إلى المعبد حيث تم إكتشاف الجرًة يمكننا التوجه إليه ياسيدى |
| Ana tapınağa çıkan bir yeraltı tünel sistemi var. | Open Subtitles | هناك نظام أنفاق تحت الأرض يؤدي إلى المعبد الرئيسي |
| Onun nenesi ile benimki de güzel ilahi söylüyorlar... ama sen daha hiç onları dinlemeye tapınağa gitmedin. | Open Subtitles | جدته وهو يغني تراتيل لطيفة أيضاً لكن أنت لم تذهب إلى المعبد أبداً لتسمعهم |
| Haritayı alıp bizi tapınağa getirdiklerine göre sanırım onlar da bizimle aynı şeyin peşinde. | Open Subtitles | بما أنهم أخذوا الخريطة وأحضرونا إلى المعبد أعتقد أنهم يسعون إلى مانسعى إليه |
| Geshin ve Suishin, planlandığı gibi bu gece tapınağa gidiyor. | Open Subtitles | جيشين و سويشين متجهين إلى المعبد كما خططنا لذلك |
| tapınağa gitmek zorunda kaldım, tımarhane gibiydi. | Open Subtitles | . كان لا بد أن أذهب إلى المعبد . المكان كان كبيت المجانين |
| Cylonlar tapınağa ulaştı. Şef, ne durumdasın? | Open Subtitles | لقد وصل السيلونز إلى المعبد أيها الرئيس , ماهو موقفك ؟ |
| Bir tapınağa dalıp, rahibi öldürüp, bütün altını çalmak ve kızı kurtarmak? | Open Subtitles | الاندفاع إلى المعبد وقتل الكاهن وسرقة كلّ الذهب وإنقاذ الفتاة؟ |
| Ya bizi hemen tapınağa götürürsün ya da hemen şuracıkta beynine kurşunu yersin. | Open Subtitles | خذنا إلى المعبد الآن، وإلا وضعت رصاصة في رأسك الآن |
| - tapınağa gideceğim. Orada yoksa kumsala bakarım. | Open Subtitles | سأعود إلى المعبد و إن لم تكن هناك، سأجرّب الشاطئ |
| - tapınak burada, efendi. | Open Subtitles | الطريق إلى المعبد من هنا، سيدي. |