| O 76 yaşında, zengin değil, dünya üzerinde hiç düşmanı yok, ve şimdi oralarda bir yerde ölümüne korkmuş durumda. | Open Subtitles | هيبعمر76سنةً ، هي لَيستْ غنيةَ، هي ما عِنْدَها عدو في العالمِ، وهي هناك في مكان ما أخافَ الآن إلى الموتِ. |
| İzleyicilerden iki kişi ölümüne dövüşecekler. | Open Subtitles | نبيلان مِنْ جمهورِنا سَيُحاربُ إلى الموتِ |
| Bu budalalar birbirleriyle kavga etsin tatlı yerken ölümüne! | Open Subtitles | دعْ هؤلاء الأحمقين حاربْ بعضهم البعض إلى الموتِ أثناء حلوى! |
| Annesine ölene kadar işkence yapıldığından bir haber. | Open Subtitles | لا فكرةَ التي أمَّها عِنْدَها فقط عُذّبَ إلى الموتِ. |
| ölene kadar işkence edeceğim bu piçe. | Open Subtitles | سَأُعذّبُ هذا الوغد إلى الموتِ |
| ölene kadar dövün. | Open Subtitles | ضربةها إلى الموتِ |
| Ama bir yanım ölesiye korkuyor. | Open Subtitles | لكن ثمّ هناك آخر جزء منّي الذي أُخافُ إلى الموتِ. |
| Burada durup, şu aşağılık yaratıklarla ölümüne savaşalım! | Open Subtitles | بأنّنا نُوقفُ أرضَنا و حاربْ هذه الوحوشِ الحقيرةِ إلى الموتِ! |
| Onu ölümüne korkutan bir kağıt. | Open Subtitles | الذي أخافَه نِصْفَ إلى الموتِ. |
| Babam ölümüne ezilmemiş. | Open Subtitles | الأَبّ لَمْ يُسْحَقُ إلى الموتِ. |
| ölümüne işkence edilmiş. | Open Subtitles | هذا الصباحِ، عذّبَ إلى الموتِ. |
| ölümüne korkuyorum. | Open Subtitles | أَنا خائفُ إلى الموتِ. |
| ölümüne doğranmışlar! | Open Subtitles | قطّعَ إلى الموتِ. |
| Ben de "ölene kadar kendimi şaraba vurayım." dedim. | Open Subtitles | قُلتُ، "حَسناً، سأثمل إلى الموتِ. " |
| Ve sonra da ölene kadar döveceğim. | Open Subtitles | وبعد ذلك سَأَضْربُك إلى الموتِ! |
| İki tavşan bir Lima fasulyesi için ölesiye kapışıyor. | Open Subtitles | هي أرنبان خَمْش بعضهم البعض إلى الموتِ على a فاصولياء ليمية. |
| Beni ölesiye korkuttun. | Open Subtitles | غاي؟ أنت أخفتَيني إلى الموتِ |