| Nadide hazine arayışındaki Moğol Prensi, Wak Adası'na gelmişti. | Open Subtitles | فى البحث عن الكنز النادر أمير المغول جاء إلى جزيرة واق |
| Kutsal dağın arayışında olupda Lotus Adası'na ilk gelen siz değilsiniz. | Open Subtitles | أنتم لستم أول من يأتي إلى جزيرة لوتس بحثاً عن الجبل المقدس |
| Arcadian, Tower Bay Adası'na acil yardım istiyor. | Open Subtitles | هنا آركيدور تطلب النجدة إلى جزيرة تاور باي |
| Issız bir adaya gidiyorum ve sadece bir tane getirebiliyorum. | Open Subtitles | سأذهب إلى جزيرة صحراوية ولا يمكنني إلا أن أجلب واحداً |
| Bu zıpkın bizi korkunç mercan kayalıklarla çevrili... ve içinde kötü bir büyücü... barındırma ihtimali olan bir adaya götürüyor. | Open Subtitles | اسمع، هذه الحربة تأخذنا إلى جزيرة محاطة بحيد بحريّ مخيف وقد تحوي مشعوذاً شرّيراً جدّاً والآن رجاءً، أنا بحاجة للتركيز |
| Hatırlatırım, ben Staten Island'a erkekleri görmeye değil onlara değere biçmeye gidiyorum. | Open Subtitles | تذكير، وأنا لن إلى جزيرة ستاتين لتلبية الرجال. انا ذاهب الى نحكم عليهم. |
| Ya gelecek sene Rhode Island'a gitmezsem? | Open Subtitles | ماذا لو لم أذهب إلى جزيرة رهود العام المقبل ؟ |
| -Ona 12 saat daha tanı ve sonra Kayıp Erkekler Adası'na gönder. -Ama oraya göndermek istemiyorum. | Open Subtitles | أعطه 12 ساعة المزيد وثم ترسل له قبالة إلى جزيرة الرجال المفقودة. |
| Aradığınız adam o mu bilmiyorum, ama tuhaf bir kimonosu ve tuhaf bir kılıcı olan bir adam Ikitsuki Adası'na gidiyormuş. | Open Subtitles | لا أدري إذا كان هو ذلك الشخص, لكن رجلاً معه سيف غريب يرتدي كيمونو قال بأنه سيتوجه إلى جزيرة إيكيتسوكي. |
| Hampton Sarayı'ndan kaçıp Wight Adası'na gittiği düşünülüyor. | Open Subtitles | حيث هرب من قلعة هامبتون ونظن أنه ذهب إلى جزيرة وايت |
| Duyduğuma göre Jeng Woo Kore'ye gelir gelmez Jeju Adası'na gitmiş | Open Subtitles | سمعتُ أن جيونج وو ذهب إلى جزيرة جيجو فوراً بعد أن عاد إلى كوريا |
| -Evet, var. Beni görürlerse Paskalya Adası'na götürürler ve asla davulcu olamam! | Open Subtitles | بل هم هنا، وإن رأوني فسيأخذونني إلى جزيرة عيد الفصح، ولن أحصل على فرصتي في الطبل |
| Bütün bunlar sona erdiğinde seni Koel Adası'na geri götüreceğim. | Open Subtitles | حين ينتهي هذا الأمر برمته سأصطحبك مجدّداً إلى جزيرة "كول" |
| Sonunda küçük bir adaya rastladık. | TED | وفي نهاية المطاف، وصلنا إلى جزيرة صغيرة. |
| Unutmayın,bir denizdağı yüzeye vurunca bir adaya dönüşür. | TED | تذكروا، يتحول الجبل البحري إلى جزيرة عندما يخرج عن السطح. |
| Parayı al, o küçük kızını al, tropik bir adaya tatile git. | Open Subtitles | تأخذ النقود وتأخذ فتاتك وتبحر إلى جزيرة إستوائية |
| Çalışmayan bir pusulayla kimsenin bulamadığı bir adaya nasıl gideceğiz? | Open Subtitles | كيف نبحر إلى جزيرة لا يوجد فيها أحد و بوصلة لا تعمل؟ |
| Şirketlerimin çoğunu sattım, valizlerimi topladım Karayip'lerdeki bir adaya gittim. | Open Subtitles | بعت أغلب أعمالي التجارية حزمت حقائبي وإنتقلت إلى جزيرة في الكاريبي |
| Simi ve Abdul, Zodyak'la Bear Island'a gidip güney tarafına Smokey Sam'i kuracak. | Open Subtitles | سامي وعبدول سيأخذون زودياك إلى جزيرة الدب ويقومون بإعداد الدخان السام في تلك الأشجار في النهاية الجنوبية |
| Coney Island'a gitmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكّر بالذهاب إلى جزيرة الأرنب، تعرف |
| Pazartesi, okula gitmek yerine, kimliğini yanına al ve Riker Island'a gidip, Antonio'yu gör. | Open Subtitles | الإثنين، بدلا من الذهاب إلى المدرسة، تأخذ بطاقة هويتك تذهب إلى جزيرة ريكر، ترى أنطونيو |