| Ve benim Gözlerimin içine bakarak söylediğin bir yalanı savunmama izin verdin. | Open Subtitles | ولقد جعلتني أدافع عن كذبة كذبة وقد نظرتي إلى عيني وأخبرتني بها |
| Gözlerimin içine bakarak bunun bir nefsi müdafaa olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو نَظرَ إلى عيني وأخبرَني إنه كَانَ دفاع عن النّفسَ |
| dedim. Bir sessizlik oldu. Sonunda en gözde öğrencim, direk Gözlerimin içine baktı ve | TED | و ساد الصمت. ثم تتجاوب طالبتي المفضلة و تنظر مباشرة إلى عيني |
| Gözümün içine bak ve partiye getirdiğin kızın o olduğunu söyle. | Open Subtitles | انظر إلي انظر إلى عيني وأخبرني أنها نفس الفتاة التي أحضرتها إلى حفلتي |
| Gözümün içine bakıp özürlü olduğumu söyleyebilecek olanınız var mı? | Open Subtitles | هل يستطيع أب منكم أن ينظر إلى عيني و يقول أنني غير قادر |
| Gözlerime bak ve bu köpeğin o köpek olmadığını söyle. | Open Subtitles | أليس هذا كلبنا؟ أنظر إلى عيني وأخبرني إنه ليس كلبنا. |
| Jake, babamın gözlerinin içine baktım ve daha önce hiç görmediğim bir şeyi gördüm. | Open Subtitles | جيك, قمت بالنظر إلى عيني أبي و رأيت شيء لم يسبق لي رؤيته ن قبل |
| Gözlerimin içine bakıp şöyle dedi... | Open Subtitles | لكنها قالت وهي تنظر ، بعمق ، إلى عيني من الطريقة التي قلت بها ذلك .. |
| Gözlerimin içine bak ve beni artık sevmediğini söyle. | Open Subtitles | إنظري إلى عيني وأخبرني بأنك لم تعودي تحبيني |
| Çünkü birinin Gözlerimin içine bakıp... onun ne yaptığını söylemesini istiyorum. | Open Subtitles | لأني أحتاج لشخص ما ينظر إلى عيني ويخبرني بالضبط ماذا الذي قالوا أنه فعله |
| Gözlerimin içine bak ve senin de istemediğini söyle. | Open Subtitles | أنظر إلى عيني وقل لي بأنك لا تريده أيضاً |
| Gözlerimin içine baktı, ben de onunkilere bakıyordum. | Open Subtitles | مباشرة إلى عيني و أنا نظرتُ إلى عينيها مباشرةً. |
| Beyaz Saray'a gel ve Gözlerimin içine bak. | Open Subtitles | تعالي إلى البيت الأبيض وانظري إلى عيني لتصدقي |
| Doğrudan Gözlerimin içine bak, ...ve bana sadece öğle yemeği yediğimizi söyle. | Open Subtitles | إنظري إلى عيني مباشرة وأخبريني أننا فقط نتناول الغداء |
| Bu sabah insanlar Gözümün içine bakma cesaretini gösterdiler. | Open Subtitles | آغسي هذا الصباح , تجرأ الناس بالنظر إلى عيني |
| Buraya geliyor... Gözümün içine bakıyor... Bir yandan da burnumun dibinde eserleri saklıyorsun. | Open Subtitles | وبينما تأتِ إلي هنا ، وتنظر إلى عيني وتخبئ القطع الفنية عني |
| Sonra ben de onun itibarına saldırdım çünkü sen benim Gözümün içine bakıp kaportanın sağlam olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد سحقه ، وقسمه لنصفين ثم هاجمت سمعته كل ذلك بسبب أنك نظرت إلى عيني |
| Genelde Gözümün içine bakan kızlardan pek hoşlanmam... ve bu kız da sürekli bakıyor. | Open Subtitles | إنني دوماً لا أحب الأمر عندما تنظر الفتاة إلى عيني مباشرةً، وهذه الفتاة تفعل هذا كثيراً |
| Gözlerime bak ve bana yapmadıklarını söyle. | Open Subtitles | أنظر إلى عيني .. وقل لي بأنهم لم يفعلوها |
| Kadının gözlerinin içine bakıp, düşünüyorsun senin için tam olarak ne yapmasını istediğini. | Open Subtitles | تنظر إلى عيني امرأة، وتفكر... بالضبط فيما تريدها أن تفعله لك... |
| Eğer benim gözüme bir ışık ışını konisi gelirse ben ne görürüm? | TED | وإذا كان هناك مخروطا من الأشعة الضوئية يصل إلى عيني ، فماذا يجب أن أرى ؟ |
| Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır, özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız. | TED | إنه أن تنظر إلى عيني الشخص الماثل أمامك، وخاصة عندما تصدر أحكاماً عليهم. |
| Sevdiğin insanın gözlerine bakıp son nefesini verişini izlemenin nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | بل إنّي لا أستطيع تصوّر النظر إلى عيني من تحبّين... وترينه وهو يلفظ نفَسه الأخير |