"إلى فيجاس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Vegas'a
        
    • - Vegas'
        
    Bana aileni Vegas'a taşıyacağını söyleyeceğini sandım, ve Houstan otellerinin başkan yardımcılığının teklif edildiğini de. Open Subtitles توقعت منك أن تخبرني أنك ستنتقل بعائلتك إلى فيجاس وانه قد عُرض عليك منصب نائب رئيس فنادق هوستان هناك
    Tatlım, üç saat içinde Vegas'a gidiyorum. Open Subtitles ماذا ـ عزيزتى سأرحل إلى فيجاس فى غضون 3 ساعات
    -Ne olursa olsun, Mikey Vegas'a gideceğiz. Open Subtitles أياً يكن يا مايكي فنحن ذاهبون إلى فيجاس في الشهر القادم
    O ve Jonathan Las Vegas'a gitmişler ve evlenmişler. Open Subtitles ذهبت هى و جوناثان إلى فيجاس و تزوجا هناك
    Vegas'a o şekilde kaçmak... heyecan verici ve eğlenceliydi... ama törenden sonra odamıza geri döndüğümüzde... ucuz ve keyifsiz göründü... ve düşündüm ki burada arkadaşlarımla olmayı tercih ederdim. Open Subtitles كان هناك شيئاً ما عن الفرار إلى فيجاس.. لقد كان هذا مثيراً و جميلاً و بعد المراسم،ذهبنا إلى غرفتنا
    Vegas'a giderken kimlerin kazanacağını her zaman bilirim. Open Subtitles أنا يمكن أن أقول دائماً ، الذهاب إلى فيجاس ، مربح
    Arkadaşımı Vegas'a kıçı tekmelensin diye getirmedim, tamam mı? Open Subtitles أنا لم اسحب صديقي رغما عنه إلى فيجاس حتى أتسبب في ضربه.
    Bakın haftasonları Vegas'a gidemem. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب إلى فيجاس في عطل نهاية الإسبوع.
    Bakın haftasonları Vegas'a gidemem. Neden olmasın? Open Subtitles لا أستطيع الذهاب إلى فيجاس في عطل نهاية الإسبوع.
    Vegas'a gitti o, Shelley, Vedalaşma konusunda pek iyi olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles لقد ذهب إلى فيجاس ولا أظن أنه يحب الوداع
    Manny bu hafta sonu babasında biz de Jay'le Vegas'a gidiyoruz. Open Subtitles ماني" مع والده هذه العطلة" "لذا أنا و"جاي" سنسافر إلى "فيجاس
    O yemeğe gitmek ister, ben Vegas'a gidelim derim. Open Subtitles اذا اراد الذهاب إلى عشاء اقول له ذعنا نذهب إلى فيجاس
    Bugün kazanan takım Vegas'a gidecek! Open Subtitles الفريق الذى يفوز اليوم سوف يذهب إلى فيجاس
    - Bu kız için Vegas'a gideceksen... Open Subtitles لو كنت ستذهب إلى فيجاس من أجل هذه الفتاة
    - Vegas'a gitmek benim için de önemli. Open Subtitles من المهم بالنسبة لى أن أذهب إلى فيجاس أيضاً
    Vegas'a gittiğinizde ne yapacağınız umurumda değil. Open Subtitles أنا لا أهتم بما تفعلونه يا رفاق بمجرد وصولكم إلى فيجاس
    Diyelim ki Las Vegas'a uçak bileti satmak istiyorsunuz. TED فلنقل أنك تريد أن تبيع تذاكر طيران إلى "فيجاس"، حسناً؟
    Böylece, yeni bir bireyle karşılaştıklarında onun Vegas'a bilet alıp almayacağını sınıflandırabiliyorlar. TED حيث أنهم إذا واجهوا شخصاً جديداً، يمكنهم أن يقرروا هل من المحتمل أن يشتري ذلك الشخص تذكرة إلى "فيجاس" أم لا.
    Olsun diye düşünüyorsunuz, alt tarafı Vegas'a uçak bileti teklifi. TED حسناً. أنتم تقولون إنه عرض لشراء تذكرة إلى "فيجاس".
    Gerekirse Tommy'le Vegas'a gideriz. Open Subtitles تومي وأنا سنذهب إلى فيجاس ولن أَهتم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more