| Şu çocuğa bak, ne kadar yakışıklı, Şuna bir bak. | Open Subtitles | أنظر إلى هذا الفتى كم هو وسيم أنظر إلى هذا |
| - Şuna bir bak. - Patronum benim için aldı, düğünün için. | Open Subtitles | ـ أنظر إلى هذا ـ أجل، رئيسي أشتراها ليّ من أجل زفافك |
| Şuna bir bakın. Embriyoda Şu güzel tüy var. | TED | الآن انظروا إلى هذا، انظروا إلى هذا الريش الجميل في الأجنة. |
| Peki, bu kadar çok plastik atıkla nasıl başa başa kaldık? | TED | إذًا كيف انتهى بنا الأمر إلى هذا القدر من المخلفات البلاستيكية؟ |
| Uluslararası ayakları var, ve buna doğru eğilmemiz bizim için önemli. | TED | لديهم فروع دولية، ومن المهم بالنسبة لنا أن نتجه إلى هذا. |
| Yani, örneğin, eğer dünya görüşünüzün küçük bir bileşeni yavru kedilerin çok sevilesi olduğu düşüncesiyse, Bunu gördüğünüzde bu şekilde tepki verirsiniz. | TED | فمثلا، إن كانت إحدى أفكارك المفردة عن العالم هي أن جميع القطط جميلة ولطيفه فعندما تنظر إلى هذا ستكون ردة فعلك هكذا. |
| Şu an buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. | TED | ونحن بحاجة إلى هذا الآن أكثر من أي وقت مضى. |
| Ne güzel, ben de hepinizin burda olmasına sevindim.Şuna bir bakın. | Open Subtitles | حسنا أَنا مسرورُ إنكم كُلّكم هنا إنظرواْ إلى هذا |
| Çünkü, akıllarının beyzbolda olmadığı kesin. Hey, Bay Hormone, Şuna bir bakın. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس البايسبول. أيها الثائر انظر إلى هذا |
| Mulder, Şerif, gelip Şuna bir bakın. | Open Subtitles | مولدر، مدير شرطة، تعال واردا ينظر إلى هذا. |
| - Evet, evet, hepsi çok ilgi çekici şeyler ama önce Şuna bir bak. | Open Subtitles | نعم، نعم، نعم. كل ذلك مدهش لكن أنظرة إلى هذا. |
| Vay, adamım. Şuna bir bak. | Open Subtitles | رائع جدا ايها الرفاق إنظروا إلى هذا الشيء |
| - Şuna bir bak. - Hayır, canlı Ultra Lord'la tanışın. | Open Subtitles | حسنا، انظر إلى هذا لا "قابل الترا لورد على الهواء " |
| Niçin bu kadar önemli olduğunu anlamıyordum. Hala da öyle. | Open Subtitles | لم أفهم سبب أهمية كرة السلة الكبيرة إلى هذا الحد |
| Bir daha ki sefere bu pislikler bu kadar ileri gidemeyecek. | Open Subtitles | في المرة القادمة،اولئك الاوغاد لن أسمح لهم بالتمادي إلى هذا الحد. |
| buna ilgi duyabilecek bir insanın nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنـّا نحاول فهم نمط الشخص الذي قد ينجذب إلى هذا الحديث. |
| Bunu yapmak zorunda tek şansı bu kendimi çevirmek oldu. | Open Subtitles | الفرصة الوحيدة لأفعل هذا هي أن أحوّل نفسي إلى هذا |
| Şu grafiğe bakın. 1968 'de bir dolar'a bir adet transistör alabiliyordunuz. | TED | انظروا إلى هذا الرسم هنا. في عام 1968 يمكنك شراء ترانزيستور بدولار |
| Merhaba, Cecilia. Bak, kaçık olabilirim ama o kadar kaçık değilim. | Open Subtitles | أنظر ، ربما أكون مجنونة و لكن ليس إلى هذا الحد |
| bu işe biraz daha tarafsız bakmanı tavsiye ediyorum Giroux. | Open Subtitles | أنا أُشجّعُ للنَظْر إلى هذا بالإنتقاصِ أكثر بعض الشيءِ، جيروكس |
| -Biliyorum, Şuraya bir bak. sanki her beş dakikada bir yeni bina yapılıyor. | Open Subtitles | أعلم ، أنظر إلى هذا المكان المباني كل خمس دقائق ترتفع وهي كذلك |
| Şuna da bak, bence bu çok çekici. | Open Subtitles | أنظرِي إلى هذا يا زوجة أخي و أنظرِي إلى هذا ، يبدو جذاباً |
| Ama gittikçe küçülen bir dünyada yaşadığımız su götürmez ve medya bu duruma uyanmakta oldukça yavaş kaldı. | TED | لكن مما لا شك فيه أننا نعيشُ في عالم صغير. وكانت وسائل الإعلام بطيئة إلى حدٍ كبير في الوصول إلى هذا. |