| Hayır. Okullarda uzun zaman geçirdikten sonra bu noktaya geliriz. | Open Subtitles | لا قضينا وقت طويل في المدرسة للوصول إلى هذه النقطة |
| Ama ortadaki dikey ve yatay çizgilerin kesiştiği beyaz noktaya daha yakından bak. | TED | لكن انظر عن كثب إلى هذه النقطة البيضاء في المركز حيث يتقاطع الخطان المركزيان العمودي والأفقي. |
| Beni o noktaya getiren olaylar dizisi çoğunlukla şans ve zamanlamaya dayalıydı ve tekrarlanması mümkün değildi. | TED | فسلسلة الأحداث التي قادتني إلى هذه النقطة كانت تعتمد بشكل أساسي على التوقيت والحظ وكان من الصعب تكرارها. |
| Umarım öyle değildir. Buna konuya geri döneceğim. | TED | لا آمل ذلك. سأعود إلى هذه النقطة لاحقا. |
| Gerçekten istediğin anda onu konuya getirebileceğinden eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من لحظة كنت ترغب حقا ذلك، يمكنك إحضاره إلى هذه النقطة. |
| Ve sonunda motivasyon haline geleceği noktaya kadar giderek güçleniyor. | TED | وهنا بدأ التدفق يقوى أكثر فأكثر حتى إلى هذه النقطة والتي بدأت .. فعلاً عوامل التحفيز بالعمل |
| izninizle size beni bu noktaya getiren kendi hikayemi anlatayım. | TED | دعوني أقص عليكم، باختصار، رحلتي الشخصية، والتي قادتني إلى هذه النقطة. |
| Onu bu noktaya getirebilmek için çok uğraşıldı. | Open Subtitles | لقد بذلت الكثير من الاعمال للوصول إلى هذه النقطة |
| Bu seni korkutuyor çünkü bu noktaya nasıl geldiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | ... ويرعب لأنك لا أعرف كيف وصلت إلى هذه النقطة. |
| Bir atlet bu noktaya gelmişse, tüm onurunu kaybeder. | Open Subtitles | ولكن عندما يصل رياضي مشهور إلى هذه النقطة فهو يخسر شعبيته |
| Kazları bu noktaya getirmek yedi ayını aldı, fakat Neil in üvey evlatları için daha şaşalı planları var. | Open Subtitles | استغرق الأمر سبعة أشهر لايصلوا الأوز إلى هذه النقطة, لكن لدى نيل خطط أكثر طموحا لأبنائه بالتبني. |
| Şu noktaya ulaşana kadar takibimiz oldukça başarılı gidiyordu. | Open Subtitles | لذلك وجب علينا تتبع الصلبة على منصبها حتى وصلت إلى هذه النقطة هنا. |
| Bütün gece kendimden nefret ederek nerede yanlış yaptığımı ve nasıl bu noktaya geldiğimizi düşündüm... ..şimdi fark ettim ki, o tamamen ben değildim yaptığım her şey Langston'lar içindi hayatımı onlara verdim babam onların yüzünden mahvoldu, insanları öldürmek zorunda kaldı ve karşılığında o ne aldı, ben ne aldım? | Open Subtitles | لقد كان كل ليلة للتفكير كيف وصلنا إلى هذه النقطة. أين ذهبت خطأ. كره نفسي. |
| Neler olduğunu, bu noktaya nasıl geldiğinizi anlatın. | Open Subtitles | قل لي كيف حدث كل ذلك كيف توصلت إلى هذه النقطة |
| Bu binayı tehlikeli noktaya gelene kadar çürümeye ben bırakmadım, o boruların içine sıvı metali de ben koymadım. | Open Subtitles | أنا لم أسمح لهذا المبنى بالتعفن إلى هذه النقطة عندما يصبح الأمر خطيرا، أنا لم أضع المعدن السائل في تلك الأنابيب |
| Çünkü noktaya geri dönmeliyiz. | Open Subtitles | لأننا بحاجة للحصول على العودة إلى هذه النقطة. |
| Tamam, asıl konuya gelelim. | Open Subtitles | حسنا ، اسمحوا لي أن تأتي إلى هذه النقطة. |
| Kurtulmadı, ama o konuya geleceğim. | Open Subtitles | أنه لم يهرب, وسأصل إلى هذه النقطة |
| Hemen konuya girelim. | Open Subtitles | نعود إلى هذه النقطة |