| Ben işleri ayarladıktan sonra Bayan Munion sizi Washington'a getircek. | Open Subtitles | السيدة منيون ستحضركم إلى واشنطن عندما ابدأ فى الأستقرار هناك. |
| 1 tane Boston'dan batıya gidiyor, ve American 11 Washington'a geliyor! | Open Subtitles | لدينا واحدة متجهه غربا من بوسطن وأميريكان 11 متجهه إلى واشنطن |
| Kuzeydoğudaki metropol topluluğu, Boston'dan New York'a ve Philadelphia'dan Washington'a uzanır. | TED | تبدأ المدن العملاقة في أميركا الشمالية الشرقية في بوسطن من خلال نيويورك وفيلادلفيا إلى واشنطن. |
| 2005'te, Juan García Salazar, Débora'nın torunu, ve şu anda dünyaca ünlü Afrika-Ekvatorlu bir bilgin, Washington'a seyahat etti. | TED | عام 2005، قام خوان غارسا سالازار، حفيد ديبورا، وهو الآن باحث أفريقي إكوادوري معروف عالميًّا، بالسفر إلى واشنطن العاصمة. |
| Ve 2009'da, değişim ("change", yani Obama'nın seçim sloganı) Washington'a bilimi hakettiği yere taşımaya dair bir söz vererek geldi. | TED | وفي سنة 2009 أيضا ، جاء التغيير إلى واشنطن ، مع الوعد بجعل العلوم في مكانتها المناسبة. |
| Bu görünen plaj Kailua Plajı, başkanımız ve ailesi Washington'a taşınmadan önce pu plajda tatillerini yapmışlardı. | TED | وهذا الشاطئ تحديداً هو شاطئ كايلوا حيث قضى رئيسنا وعائلته عطلتهم قبل الانتقال إلى واشنطن |
| Washington'a gelerek bu eylemde sana katılabilir mi? | TED | هل يمكنهم الحضور إلى واشنطن للانضمام لكِ في هذا العمل؟ |
| Sizin doğu standartlarına kıyasla bu pek bir şey sayılmaz, ancak buradaki tren istasyonunun Washington'a kadar bağlantısı var. | Open Subtitles | انها ليست كثيرا وفقا للمعايير الخاصة بك بالشرق، ولكن تلك المحطة السكك الحديدية هناك تؤدي مباشرة إلى واشنطن. |
| Birazdan Washington'a gideceğim. Bu akşam 8.30'da dönmüş olurum. | Open Subtitles | سأغادر إلى واشنطن خلال دقيقة وسأعود هذه الليلة عند 8.30 |
| Genç bir hanım açarsa ona Washington'a gittiğimi söyle. | Open Subtitles | إذا ردت عليك سيدة شابة أخبرها أننى ذاهب إلى واشنطن .. |
| Bilgileri Washington'a geçti ve ben de ona yardım ettim. | Open Subtitles | يقوم بتمرير المعلومات إلى واشنطن وأساعده أنا في ذلك |
| Ama sonra ceset yasadışı bir şekilde otopsi için Washington'a taşındı. | Open Subtitles | بعد ذلك .. الجسد تم نقله بشكل غير قانوني إلى واشنطن لتشريحة |
| Washington'a gidebiliriz.Yardım edebilecek birkaç kişi tanıyorum. | Open Subtitles | يمكننا أن نذهب إلى واشنطن. أعرف بعض الناس الذين قد يكونون قادرون على المساعدة |
| Harika, zaten bütün param Washington'a gidiyor. Vergiler. | Open Subtitles | رائع، كلّ نقودي تذهب إلى واشنطن بسبب الضرائب |
| - Ya Scully ve ben? Acilen Washington'a çağrılacaksınız. | Open Subtitles | أنت ستستدعى إلى واشنطن على مسألة الأولوية. |
| O,Washington'a gitmek istedi ve ben de kariyerine engel olmak istemedim. | Open Subtitles | كانت تريد الذهاب إلى "واشنطن" وأنا لم أرد الوقوف أمام مستقبلها |
| Davamın reddi için duruşmaya Washington'a gideceğim. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى واشنطن لجلسة استماع لأستبعاد قضيّتي |
| Kemikleri Washington'a göndereceğiz. | Open Subtitles | نحن سيكون عندنا البقايا أرسلت إلى واشنطن. |
| Büyükelçi Nomura Pasifik'te sürekli barışı sağlamak için Washington'a geldi. | Open Subtitles | السفير نامورا يصل إلى واشنطن علي أمل ضمان استمرار السلام في المحيط الهادي |
| Washington'da ya da Wall Street'te konuşulanlara bakarsanız geleceğimizin dalgasız, dümdüz bir deniz gibi olduğunu sanırsınız. | TED | لذا إذا كنت تستمع إلى واشنطن أو وولستريت، فسيغفر لك لتفكيرك بأن التقدم السهل هو فقط الذي وضع أمامنا. |
| It's a Wonderful Life, Mr. Smith Goes to Washington. | Open Subtitles | "إنها حياة رائعة"، "السيد سميث يذهب إلى واشنطن". |