| Düşününce, cezalıyken en azından üretken olmalısın, bilirsin işte. Müzik çalışırsın. | Open Subtitles | إرتأيتُ أنه طالما أنت مُعاقب فيجب على الأقل أن تكون إنتاجي |
| Amsterdamlı ressam Joris Laarman ve MX3D'deki takımı ile çalışıyoruz, amacımız üretken tasarım ve robotik yazdırma ile dünyanın ilk özerk inşa edilmiş köprüsünü yapmak. | TED | إننا نعمل مع فنان مقيم في أمستردام جوريس لارمان وفريقه في أم أكس ثري دي وذلك للتصميم بشكل إنتاجي والطباعة آليًا أول جسر في العالم مصنع بشكل استقلالي. |
| Tüm veriyi aldık ''Dreamcatcher'' dediğimiz üretken tasarımlı bir yapay zekâya taktık. | TED | أخذنا كل تلك المعلومات، ووصلناها الى تصميم إنتاجي للذكاء الصنعي أسميناه " دريمكاتشر." |
| Mütevazilikle ve heyecanla prodüktörlüğünü yaptığım Guido Contini'nin sıradaki filmini açıklıyorum: | Open Subtitles | بكل تواضع وسرور أعلن عن إنتاجي... لفيلم (جويدو كونتيني) القادم: |
| Mütevazilikle ve heyecanla prodüktörlüğünü yaptığım Guido Contini'nin sıradaki filmini açıklıyorum: | Open Subtitles | بكل تواضع وسرور أعلن عن إنتاجي... لفيلم (جويدو كونتيني) القادم: |
| Ancak bunu bir insan tasarladı, ama üretken tasarımlı yapay zekâ, dijital bir sinir sistemi ve imal yetisi olan robotlar ile güçlendirilmiş bir insan. | TED | باستثناء إنسان واحد قام بتصميمه، لكنه كان إنسان قد تطورعن طريق تصميم إنتاجي للذكاء الصنعي، و نظام عصبي رقمي و إنسان آلي بإمكانه أن يصنع شيء مثل هذا. |
| Toplumun, üretken bir üyesi olacağım. | Open Subtitles | "... سأكون عضو إنتاجي في المجتمع" |