"إنتشر" - Translation from Arabic to Turkish

    • yayıldı
        
    • yayılmış
        
    • yayılıyor
        
    • sıçramış
        
    • duyulursa
        
    • çıkarsa
        
    • Dağılın
        
    • yayılırsa
        
    • internete
        
    • yayıldığını
        
    Panik yayıldı, yıllarını durgun siper savaşına vermiş kıdemli subaylar karmaşada kontrolü kaybettiler. Open Subtitles إنتشر الرعب ، كضبّاط كبار تعوّدوا على سنوات من حرب خنادق ساكنة وفقدان التحكم في الفوضى
    10 sene önce, tecritten hemen önce, Tokyo'dan bilinmeyen bir hastalık yayıldı. Open Subtitles قبل عشر سنوات، مباشرة قبل سياسة العزلة الكاملة إنتشر مرض مجهول من طوكيو
    Başka vakaları araştırmaları için millete saat ve para verdiğim ofise yayılmış. Open Subtitles إنتشر لدى الجميع أني أوزّع الوقت والمال على المحققين لحل قضايا أخرى
    Laf çabuk yayılmış olsa gerek. Çünkü birdenbire bütün erkekler resmi ziyafetlere gitmeye başladı. Open Subtitles ولا بد أن ذلك قد إنتشر لأن الجميع أصبح يقصد الولائم
    Olay internete düştü ve gittikçe yayılıyor. Open Subtitles لقد إنتشر الأمر كالفيروس، والعدوى تنتشر سريعاً.
    Tüm kalın bağırsağa sıçramış. Open Subtitles لقد إنتشر بالفعل في جميع أنحاء القولون بأكمله
    Cady'nin o herifleri nasıl patakladığı duyulursa... üç tane yeni adam bulmak zor olur. Open Subtitles لو إنتشر الخبر كيف إستطاع كادي التخلص من هؤلاء الحمقي فسوف يكون من الصعوبة بمكان أن نجد أناسا أخرين للعملية
    Bu iş açığa çıkarsa ve buna cevap gecikirse... -...haftalarca birinci sayfadan düşmez. Open Subtitles لو إنتشر هذا الأمر، وهم ليسوا مُستعدّين بردِّ، تلك مقالات على الصفحات الأولى لعدّة أسابيع.
    Birleşik Devletlerde Amerikalılar okyanusun her iki tarafında da düşmanları olduğunu fark edince panik yayıldı. Open Subtitles الرعب إنتشر في الولايات المتحدة عندما أدرك المواطنون أن أمريكا لديها أعداء في جميع الجهات
    Öyle bir boşluk ki, kalbimden daha büyük olana dek yayıldı. Open Subtitles الفراغ الذي إنتشر حتي أصبح أكبر من قلبي نفسه
    Bu mikrop birkaç gün içinde ülke boyunca yayıldı. Open Subtitles حسنًا ، هذا الوباء قد إنتشر في المدينة في غضون أيام.
    Bu olay kulaktan kulağa hızla yayıldı ve insanlar servet bulmak için kilometrelerce uzaklıktan buraya geldi, ama asla geri dönen olmadı ve toplum yıllarca kanunsuz kaldı. Open Subtitles الخبر إنتشر بسرعة وأتى الناس من بقاع بعيدة ليعثروا على نصيبهم لكن إتضح أنه لم يكن هناك أي شيء
    Kanserin tekrar nüksettiğini söyledi. Her yere yayılmış. Open Subtitles قالت أن السرطان عاد من جديد و إنتشر في كامل جسدي
    Plevral boşluğa yayılmış. Open Subtitles نعم . حسناً ، لقد إنتشر في الحيّز الجنبي
    Korkarım kralımızın hastalandığı haberi sınırlarımız ötesinde de yayılmış. Open Subtitles أخشى أن خبر مرض الملك إنتشر خارج حدودنا
    Çok çabuk yayılıyor, ha? Lanet olsun. Open Subtitles الخبر إنتشر بسرعة ، أليس كذلك ؟
    Şimdi yeni bir iklim güçlenip yayılıyor. Open Subtitles و الآن المناخ الجديد تبخر و إنتشر
    Kanser beynime sıçramış. Gözlerimin hemen arkasına. Open Subtitles السرطان قد إنتشر إلى ذهني إنه تماماَ وراء عيني
    Sakın kimseye söyleme. duyulursa biterim! Open Subtitles حسنٌ, لا تخبري أحداً إن إنتشر الأمر فقد قُضي أمري.
    Hamileymiş gibi davranıyorum ve eğer bu ortaya çıkarsa... Open Subtitles إنني أتظاهر لأكون حامل وإذا إنتشر ذلك...
    Dağılın ve katı arayın. Open Subtitles إنتشر وفتش الطابق
    Haber ne kadar yayılırsa bu piliçlerin gelme ihtimali o kadar artar. Open Subtitles كلما إنتشر الخبر كلما زادت فرص حضور الفتيات
    İşte, bayanlar ve baylar, köklerin ne kadar uzağa kadar yayıldığını ve temellerin nasıl trajik bir biçimde büküldüğünü görüyoruz. Open Subtitles و نحن نملكها، أيها السيّدات و السادة نحن نرى إلى أي مدى إنتشر التعفن، و كيف إنهارت الأسسُ بشكل مأساوي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more