| Sen artık küçük bir kız değilsin.Bu anlaşılması zor bir şey değil. | Open Subtitles | إنتِ لستِ فتاة صغيرة, في النهاية, ليس من الصعب أن.. |
| Sen bir avukat değilsin, seni orospu! | Open Subtitles | أنتِ بالتأكيد ليستِ محامية إنتِ إنسانة حقيرة |
| Liz, belki Sen ve bebek kalacak bir yer istersiniz. O sakinleşene kadar sizi Ramada'ya yerleştirebilirim. | Open Subtitles | ليز , ربما إنتِ والطفلة تحتاجون مكان للبقاء فيه حتى يهدا |
| Sen yeni bir iş alıyorsun, hastane bir tomar nakit alıyor. | Open Subtitles | تحصلين إنتِ على عمل جديد والمشفى يحصل على كمية لا بأس بها من المال |
| Vefasız evlat da döndü. Sen de kovuldun. | Open Subtitles | وها هو الابن الضال يعود تائباً إنتِ مطرودة أيضاً |
| Sen ve Büyük Aşk, kalbinin etrafındaki damarlardan biyopsi alıp poliarteritis nodoza için test edin. | Open Subtitles | إنتِ والعاشق الكبير خذا خزعة من وعاء دموي مجاور للقلب قوما بفحوصات التهاب الشرايين متعدد العقد |
| Sen, beni tanıyor musun? | Open Subtitles | إنتِ, هل تعرفينني؟ الولد الصغير قائد الوحدة. |
| Sen saygısız bir sürtüksün. Cehenneme gideceksin, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | إنتِ إمرأة حقيرة وغير وطنية وستذهبين مباشرة نحو هاوية الجحيم، أتدركين ذلك |
| Örneğin, Sen Oliver'ın iyi yemek yediğinden emin olmak istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | على سبيل المثال، إنتِ تريدين أن يأكل أوليفر بشكل سليم، صحيح؟ |
| Benim bildiklerimi Sen de biliyosun, Sen de en az benim kadar suçlusun. | Open Subtitles | كنت تعرفين كل شيء أعرفه, إنتِ مذنبة تماما مثلي |
| Sen de yaptıkların yüzünden kovulabileceğini ya da ihanetten suçlanabileceğini anlamalısın. | Open Subtitles | إنتِ تعــرفين أنه يمكن فصلكِ أو محاكمتك كخائنــة مقابل مافعلتيــــه |
| Olmaz, Sen eğer bilgilerin işe yararsa sana yardımcı oluruz demiştin. | Open Subtitles | لا.. إنتِ قلت لو أن لدي معلومات جيــدة أنـــه سوف يهــتم بي |
| Tabii ki öylesin. Sen bu kadınsın... | Open Subtitles | بالطبع إنتِ كذلك إنتِ هذه المرأة التي هنا |
| Suçu bana atma. Sen yaptın. | Open Subtitles | لا تضعي الملامة عليّ، إنتِ من تفعلين ذلك. |
| Sen kendi işini yapacaksın, ben de kendi işimi. Baksana. | Open Subtitles | أعني، إنتِ تقومين بعملكِ هُنا و أنا أقوم بعملي. |
| Herkes beni kullandı sadece Sen sevdin beni. | Open Subtitles | لقد إستغلني جميع من حولي . إنتِ الوحيدة التي أحببتني |
| Sen o bebeğini kaybeden zavallı kızsın, değil mi? | Open Subtitles | إنتِ تلك الشابة التي فقدت صغيرها, أليس كذلك؟ |
| Sen o bebeğini kaybeden zavallı kızsın, değil mi? | Open Subtitles | إنتِ تلك الفتاة المسكينة التي فقدت صغيرها, أليس كذلك؟ |
| Sadece Sen yalan söylemeyi kibarlık olarak sunabilirsin. | Open Subtitles | إنتِ فقط من بإمكانه أن يبروز الكذب باللطافه |
| İyi hissetmezsem sana söylerim, Sen de bana bunu sürekli sormak zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | لو توقفت عن الشعور بالإرتياح، سأخبرك لذا إنتِ لستِ مجبورة لتطمئني عليّ طوال الوقت |