| Leğen kemiğine bakarak kurbanın kadın olduğunu söyleyebiliriz yirmilerin sonlarında, otuzların başlarında. | Open Subtitles | بالنظر للحوض إن الضحية إنثى في أواخر الـ20 و أوائل الـ30 |
| Küçük kafatası ve ensenin üst kısmına göre kurban kadın ve beyaz tenli. | Open Subtitles | قياساً على الجمجمة الصغيرة و القشرة القفوية فالضحية هي إنثى بيضاء |
| 32 yaşında kadın, araba kazası geçirmiş. | Open Subtitles | ثلاثة وعشرين عاما.. إنثى .. جرح في الصدرها |
| Tam olarak, başka bir kadın memur ile görev dışı saatlerde ve kamuya açık yerlerde memuriyetinizi tehlikeye atan durumlarda görünmüşsünüz. | Open Subtitles | تحديداً, أنّهُ... تمت رؤيتكِ في مكان عام برفقة ضابط إنثى أخرى في وقت وبطريقة تشير إلى سلوك لا يليق بضابط. |
| Bence o bir kadın ve sanırım değişken türden. | Open Subtitles | - أظن أن هو ليس سوى إنثى - وأظن أيضاً أنها من المتغيرين |
| Erkek değil, kadın. | Open Subtitles | إنظري مرة أخرى . إنه ليس هو إنها إنثى |
| Şimdiye kadar bulduklarımız, teröristimiz bir kadın, üniversite eğitimli çocuğu yok, Brooklyn'de yaşıyor. | Open Subtitles | ما وصلنا له أيضا، أن الإرهابي إنثى متخرجة من الجامعة وليس لديها اطفال (ومقرها في (بروكلين |
| kadın bir ajan vardı. | Open Subtitles | لقد كان هنالك عميلة إنثى |
| Erkek ya da kadın, fark etmez. | Open Subtitles | ذكر أو إنثى |
| kadın mı? | Open Subtitles | إنثى ؟ - |