| Hayatımda duyduğum her şey hüzün verici. Bu şimdiye kadar izlediğim bölümler arasındaki en hızlı giriş yapanı. | Open Subtitles | كل شيء قد سمعته منك يحيرني إنها أسرع حلقه سبق أن رأيتها في حياتي |
| Savaşı kazanmanın en hızlı yolu ama bu yoldan gitmiyorsunuz. | Open Subtitles | إنها أسرع طريقة لكسب الحرب لكنك ترفضين القيام بذلك |
| Teoriyi denemenin en hızlı yolu. | Open Subtitles | إنها أسرع طريقة لإختبار النظرية |
| En hızlısı böyle olur! | Open Subtitles | ـ إنها أسرع طريقة لإنجاز الأمر ـ (آل كرود) سيظلوا معاً |
| Buna otomobil denir, dostlar. Attan çok daha hızlıdır. | Open Subtitles | تسمى "سيارة" يا رفاق إنها أسرع من الحصان |
| Havayollarını dene, onlar daha hızlı ve bedava yemek veriyorlar. | Open Subtitles | لماذا لا تجرب الخطوط الجوية إنها أسرع بكثير وستحصل على وجبة مجانية |
| Bu sana sunabileceğim en hızlı ve acısız ölüm. | Open Subtitles | إنها أسرع طريقة للموت وأقّلها إيلامًا |
| Donanmadaki en hızlı gemi o. | Open Subtitles | إنها أسرع سفينة في الأسطول. |
| Oklahoma'nın en hızlı büyüyen yazılım şirketi. | Open Subtitles | إنها أسرع شركة برامج صاعدة بـ(أوكلاهوما). |
| Dünyanın en hızlı modeli. | Open Subtitles | إنها أسرع طراز على الإطلاق |
| hızlıdır. Dünyadaki en hızlı kaplumbağa. | Open Subtitles | إنها أسرع سلحفاة في العالم |
| Artık dünyanın en hızlı kızılderilisi. Öyle mi? | Open Subtitles | لقد فعلتها يا (توم) إنها أسرع (إنديان) في العالم |
| Onun hafızasına girmeliyim. Kuze'yi bulmanın en hızlı yolu bu. | Open Subtitles | عليّ ولوج ذاكرتها (إنها أسرع طريقة للعثور على (كوزيه |
| - Daha hızlıdır. - Ama hala anahtar lazım. | Open Subtitles | ـ إنها أسرع ـ لكنك مازلت بحاجة للمفتاح |
| Göründüğünden hızlıdır. | Open Subtitles | إنها أسرع مما تبدو |
| Yukarıya yükselmiş olan sıcak hava buradakinden daha hızlı. | Open Subtitles | حرارية، إنها أسرع بكثير مما لدينا بأسفل هنا |
| Hayır, eğeyi al, daha hızlı olur. | Open Subtitles | لا خذ أداة التنعيم، إنها أسرع. |