| Bu konuda bir şey yapmak için eline harika bir fırsat geçti. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لكي تفعل شيئاً, حيال ذلك. |
| Birbirimizi tanımak için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لنا أن نتعرف على بعضنا البعض |
| Birbirimizi tanımak için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لنا أن نتعرف على بعضنا البعض |
| Tanıtımlar böyle yürüyor. Bu büyük bir fırsat. Halledebilirim-- | Open Subtitles | هذه كيفية إقامة المؤتمرات الصحفية إنها فرصة عظيمة, استطيع ان احل هذا |
| Evet, bu çok büyük bir fırsat ve yaz tatilin için daha iyi ne olabilir ki? | Open Subtitles | نعم, إنها فرصة عظيمة وماهي السبيل الأفضل لقضاء الصيف؟ |
| Bu Bud için harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة لزوجي |
| harika bir fırsat ama. | Open Subtitles | واو لا إنها فرصة عظيمة |
| Evet, harika bir fırsat bu Callie... | Open Subtitles | أجل. إنها فرصة عظيمة يا (كالي)، |
| harika bir fırsat. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة ! |
| Bu yeteneklerinizi göstermek için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | هناك إنها فرصة عظيمة بالنسبة لك لاظهار الاشياء الخاصة بك. |
| Senin için de büyük bir fırsat, Ninola sahil yolumuz için de. | Open Subtitles | إنها فرصة عظيمة . لكِ، أيضاً. الميناء |
| Pekala, bu hepimiz için büyük bir fırsat Vivek. | Open Subtitles | حسناً، إنها فرصة عظيمة "من اجلنا جميعاً،" فيفاك |