| Bu yüzden, bugün burada bulunmam bir mucize. | TED | وهكذا، إنها لمعجزة بأني موجودة اليوم هنا. |
| Bu halkın 21. yüzyıldan çıkmış olması mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أن أولئك القوم خرجوا من القرن العشرين. |
| Bir çocuğun burada yaşabilmesi bile bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة في بقاء طفل على قيد الحياة هنا |
| Burada olan şey bir düşman, çok ileri, çok kötü, henüz yokedilmememiz ya da köleleştirilmememiz bir mucize. | Open Subtitles | ما بلخارج هنا عدو متقدم وشرير جداً إنها لمعجزة , أنه لم يتم محونا أو إستعبادنا بعد |
| Yaşaması bir mucizeydi. Annesinin bebeği battaniyeye sardığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | إنها لمعجزة لتنجو أذكر أن أمه وضعتها في بطانيته |
| Bu kadar hızlı bir şekilde tekrar çalışır hale gelmemiz bile bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أننا استطعنا تشغيل أي شئ من جديد بهذه السرعة |
| Onun bu zamana kadar gitmiş olmaması büyük mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أنه لم هناك قبل هذا بمدة طويلة |
| Yaşadığımız onca şeyden sonra ses yalıtımı yapılmış bir odada çığlık atmamamız mucize. | Open Subtitles | بعد كل ما مررنا به إنها لمعجزة أننا لسنا نصرخ في غرفة عازلة في مكان ما |
| Seyircilerin yaralanmamış olması bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة بأن لم يتأذوا أولئك المتفرجين. |
| Herhangi birimizin bile kurtulması mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة بأن أحدنا نجى من تلك الأيام. |
| Hararet yapmadan bu kadar uzağa gelmiş olmamız bir mucize. | Open Subtitles | المبرّد معطل، إنها لمعجزة أننا مشينا به هذه المسافة دون أن ترتفع الحرارة |
| Doğumundan beri yaşaması bile bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة في حد ذاتها ، أنها ظلت على قيد الحياة بعد ولادتها |
| İşemek için önce sikinizi bulmanız gerektiğini anlamanız mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أنه وقت تبولكم، سيتم رؤية أعضائكم التناسلية أولاً |
| Gösterdiğimiz düşmanlığı ve reddetmemizi düşünürsek salyalarının akmaya başlamaması mucize. | Open Subtitles | بالنظر للعدائية و التعسُّف التي طبَّقناها عليه إنها لمعجزة صغيرة أنه لم ينتكس بعد |
| Jack büyük bir travma atlattın. Şu anda yürüyebilmen bile bir mucize. | Open Subtitles | جاك " ، أنت لم تتعافى من الصدمة تماما إنها لمعجزة حتى أنك تستطيع السير |
| Onlara çarpmaması bir mucize! | Open Subtitles | الصخور يا سيدي إنها لمعجزة إنها تفادتها |
| Bu kadar kolay olması mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة ان الأمور سارت بسهولة |
| Bu kadının katlanabildikleri mucize gibi. | Open Subtitles | إنها لمعجزة قوة تحمّل هذه المرأة. |
| - Yaşıyor olmamız bir mucize. | Open Subtitles | إنها لمعجزة بأننا على قيد الحياة |
| Güneşine o kadar yakın ki, keşfedilmesi bile bir mucizeydi. | Open Subtitles | قريب جداً من شمسه إنها لمعجزة أننا استطعنا اكتشافه |
| 1. Piyadelerin tamamının ölmemesi kesinlikle bir mucizeydi. | Open Subtitles | إنها لمعجزة أنّ شعبة المارينز الأولى لم تتدمر بالكامل |