| Hâlâ kafasında. Silâhını göle at yeter. | Open Subtitles | إنها ما تزال في رأسه قم فقط بإلقاء سلاحك في النهر |
| Hâlâ çok genç ve önünde gitmesi gereken uzun bir yol var. | Open Subtitles | إنها ما تزال يافعة وهناك الكثير من الطرق أمامها |
| Paul, Vranitch'e gitti ve borcumu üstlendiğini söyledi yani Hâlâ benim suçum. | Open Subtitles | بول ذهب الى فرانيتش وقال انه تولى الديون, لذا... إنها ما تزال غلطتي. |
| Kız Hala hayatta. Onu görmene izin vereceğim. | Open Subtitles | إنها ما تزال حية سوف ادعك تراها إن كنت ترغب بذلك |
| Beni Hala istiyor. Bu açık değil mi? | Open Subtitles | إنها ما تزال ترغب بي ألم يبدو ذلك جليّاً؟ |
| Yağmurdan dolayı Hala ıslak. | Open Subtitles | من الواضح أنها ملكه إنها ما تزال مبتلة من المطر |
| N'olur, Hâlâ hayatta o. | Open Subtitles | رجاءاً إنها ما تزال على قيد الحياة |
| Hâlâ taslak halinde. | Open Subtitles | إنها ما تزال قاسية لهذه اللحظة. |
| Hâlâ "Benim Küçük Midillim"le cebelleşiyor. | Open Subtitles | إنها ما تزال تكافح مع الفرس الصغير |
| Sana karşı Hâlâ büyük bir duygusal yakınlık hissediyor. | Open Subtitles | إنها ما تزال تكن لك الكثير من المشاعر |
| Hâlâ havaalanındaymış. | Open Subtitles | إنها ما تزال في المطار |
| Bu onun kalbi. Hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | هذا هو قلبها ...إنها ما تزال حيّة |
| Schmidt her ne biliyorsa Hâlâ Bakers City'de bir yerlerde. | Open Subtitles | مهما كان (شميت) يعلم (إنها ما تزال هناك في مدينة (بيكرز |
| Ölüler aramızda cirit atıyor olabilir ama burası Hâlâ ABD. | Open Subtitles | ربما يسير الموتى بيننا، إنها ما تزال (أمريكا) |
| Hâlâ havaalanındaymış. | Open Subtitles | إنها ما تزال في المطار |
| O Hala onlarla. | Open Subtitles | إنها ما تزال معهم |
| Çocuklar Hala yamuk duruyor. | Open Subtitles | يا شباب إنها ما تزال مائلة. |
| Sanırım Hala oradadır. | Open Subtitles | و أعتقد إنها ما تزال هناك |
| O Hala benim kardeşim. | Open Subtitles | إنها ما تزال شقيقتي |
| Hala çalışıyor. | Open Subtitles | إنها ما تزال تعمل. |