| Hayir bu iyi bir sürpriz degil, kötü bir sürpriz. | Open Subtitles | لا .. إنها ليس بالمفاجأة السارة بل إنها مفاجأة سيئة |
| Sana burada rastlamak ne güzel bir sürpriz. | Open Subtitles | ميلاني هاميلتون، إنها مفاجأة أن أراك هنا |
| Biliyorsun, onlarin o küçük kremasi hosuma gidiyor. Bu bir sürpriz. | Open Subtitles | أتدري، أحبها عندما يكون بداخلها بعض القشدة، إنها مفاجأة. |
| Bu sürpriz oldu. | Open Subtitles | عجبي ، إنها مفاجأة |
| Birinin üzerine düşmesi büyük sürpriz. | Open Subtitles | إنها مفاجأة كبيرة لإسقاط على شخص ما. |
| Sürpriz olması biraz zor. | Open Subtitles | حسن ، إنها مفاجأة بصعوبة |
| Sadece küçük bir sürpriz, öyle büyük değil. | Open Subtitles | حسنٌ, حسنٌ, إنها مفاجأة صغيرة ليست بالشيء الكثير |
| Benim için bir sürpriz oldu ama verecek o kadar çok sevgim var ki... | Open Subtitles | إنها مفاجأة لي, ولكن لدي الكثير من الحب لتقديمه, |
| Bitinceye dek bakmanı istemiyorum. Bu bir sürpriz. | Open Subtitles | لا أريدك أن تشاهديها قبل إكتمالها، إنها مفاجأة |
| Sevgili hanımefendi, ne hoş bir sürpriz. | Open Subtitles | سيدتى العزيزة ، إنها مفاجأة سارة |
| - Efendim, bu ne güzel bir sürpriz. | Open Subtitles | -عضو الكونغرس، إنها مفاجأة -هيّا يا رجل، قلها! |
| Bay DeWald'ın yanında olmam onun için büyük bir sürpriz. | Open Subtitles | إنها مفاجأة كبيرة له لأننى أقف بجواره |
| Çok hos bir sürpriz. | Open Subtitles | هل هذه مفاجأة ؟ إنها مفاجأة جميلة |
| Bu bir sürpriz. Ne olacağını kim bilir? | Open Subtitles | إنها مفاجأة ومن يدري ما ستكون؟ |
| Hayır, güzel değil, kötü bir sürpriz. | Open Subtitles | لا ... إنها ليس بالمفاجأة السارة بل إنها مفاجأة سيئة |
| Aşağı gelmeyin sakın Bu bir sürpriz! | Open Subtitles | لا تنزلي الى هنا اللعنة , إنها مفاجأة |
| Bu sürpriz oldu, değil mi? | Open Subtitles | إنها مفاجأة أليس كذلك ؟ |
| Bu sürpriz oldu. | Open Subtitles | إنها مفاجأة |
| Bu sürpriz oldu. | Open Subtitles | إنها مفاجأة |
| Gerçekten büyük sürpriz. | Open Subtitles | إنها مفاجأة ، أتفق معك |
| Sürpriz olması gerek! | Open Subtitles | لا ، (روس) ، إنها مفاجأة |