| O her zaman sessiz ve anlaşılmaz yalnız kurt tavırlarını üstüne geçirmiş... | Open Subtitles | إنه دائماً هادئ و غامض, و يبدو كما لو كان ذئباً وحيداً. |
| Evet, O her zaman biraz tuhaftı. | Open Subtitles | الظاهر إنه دائماً غريب الاطوار |
| O her zaman yalnız ama asla tek başına değil. | Open Subtitles | إنه دائماً وحيد, ولكنه ليس وحده. |
| 5 dakika sonra yemeğe çıkacağım. Evet,o hep böyledir seni vazgeçirmesine izin verme. | Open Subtitles | إنه دائماً هكذا لا تدعيه يرعبك |
| - Her zaman gerçek. Bakayım. - Önemli değil. | Open Subtitles | إنه دائماً حقيقي , دعيني أري إنه لا شيئ , مجرد خدش |
| Karım rahibi eve çağırdı. Sürekli bizim evde dolanır. | Open Subtitles | دعت زوجتي الراهب إنه دائماً في المنزل |
| Rondo'ya mesaj çektim. O her zaman şehrin belalı kesiminde. | Open Subtitles | راسلت " روندو " إنه دائماً في المنطقة الساخنة |
| O her zaman içimde. | Open Subtitles | . إنه دائماً بداخلى |
| O her zaman içimde. | Open Subtitles | . إنه دائماً بداخلى |
| O her zaman orada. | Open Subtitles | إنه دائماً هناك |
| O her zaman hazırdır. | Open Subtitles | إنه دائماً مستعد. |
| O her zaman tuhaftır. | Open Subtitles | إنه دائماً يبدو غريباً |
| - Yatağı bozulmamış. - O her zaman yatağını düzeltir. | Open Subtitles | السرير مرتب- إنه دائماً يرتب سريره- |
| Tanrım, o hep sorun çıkartıyor. | Open Subtitles | يا إلهي, إنه دائماً يدخل في مشاكل |
| Ne zaman yardıma ihtiyaç olsa o hep oradadır. | Open Subtitles | إنه دائماً هناك, للمساعدة في وقت الحاجة |
| o hep geç kalır. | Open Subtitles | إنه دائماً يتأخر |
| - Her zaman bir şeyleri kontrol ediyor. | Open Subtitles | إنه دائماً يقوم بالبحث عن شيء ما يا إلهي |
| - Her zaman iyi bir adam olmuştur. | Open Subtitles | إنه دائماً فتى لطيف. |
| Sürekli bizim evde. | Open Subtitles | إنه دائماً في منزلنا |