| Sadece endişe etmeni istemiyorum. O güçlü ve zekidir, ayrıca insanlarla ilgilenir. | Open Subtitles | لم أُردكِ فقط أن تقلقي إنه قوي وذكي، ويهتم بالناس |
| Ama biliyor musun Rick dede O güçlü biri ve asla pes etmeyecek. | Open Subtitles | لكن أتعلم ماذا يا جدي؟ إنه قوي ولن يستسلم أبداً |
| Küçük olan, oğlan, Çok güçlü. Eminim kız da güçlüdür. | Open Subtitles | الأصغر، صبي إنه قوي جداً أراهن أن الفتاة قوية أيضاً |
| Çok güçlü. Elli kiloluk yükü kafasının üstüne kaldırıyor. | Open Subtitles | إنه قوي للغاية، يستطيع أن يرفع مائة رطل فوق رأسه. |
| Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم |
| Gün boyunca gördüklerini unutturacak kadar güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي كفاية ليساعدك على نسيان ما رأيته خلال اليوم |
| O güçlüdür ama nükleer bombadan bahsediyoruz. | Open Subtitles | إنه قوي لكننا لا نتكلم عن قوّة القنبلة النووية |
| O güçlüdür, hatırlayacak. | Open Subtitles | . إنه قوي ، ويتذكر |
| Ah, bu çocuk Çok güçlü. Ayı gibi güçlü. | Open Subtitles | آه، هذا الطفل قوي إنه قوي مثل الغرير |
| Peki, O güçlü ama o hiçbir kahin olduğunu. | Open Subtitles | . حسناً ، إنه قوي لكنه ليس عرافاً |
| O güçlü, doğruların arkasında duruyor. | Open Subtitles | إنه قوي .. له حسّ مميز بما هو صائب |
| O güçlü. Ölürsem, onun huzuruna çıkmak zorundayım. | Open Subtitles | إنه قوي, اذا مت ...علي الذهاب قبله |
| O güçlü biri. | Open Subtitles | إنه قوي , لكن لديه قوة |
| Bu, sanki Çok güçlü babanın üvey annene hissettiği gibi. | Open Subtitles | إنه قوي جداً مثل الطريقه التى يشعر بها أباكِ ناحيه زوجته |
| O Çok güçlü. Çok insan öldürdü. | Open Subtitles | إنه قوي ولديه العديد من الاغراض ليقتل بها الناس |
| Bizim Çok güçlü bir şey. | Open Subtitles | إنه قوي للغاية. |
| Çok güçlü bir at Rosie. Baksana başını nasıl tutuyor. | Open Subtitles | إنه قوي يا (روزي) إنظري كيف يشد رأسه |
| Mark hasta değil, O güçlüdür, sağlıklıdır. | Open Subtitles | لكن (مارك) ليس مريضاً، إنه قوي ويتمتع بالصحة |
| O güçlüdür. | Open Subtitles | إنه قوي |