| Bugün size Dijital Evreni sunuyor olmak benim için bir onur. Bu insanlık için nerede olduğumuzu görebilelim diye yapıldı. | TED | إنه لشرف عظيم اليوم أن أقدم لكم الكون الرقمي، الذي تم صنعه للبشرية حتى يروا حقيقة أين نحن في الكون. |
| Seçilmiş kişinin, annesi ve kardeşiyle tanışmak büyük bir onur. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم أن نقابل أم و أخ الشخص المختار |
| Sıcak karşılamanız için sağolun. Benim için bir onur. | Open Subtitles | شكرا لكم على الترحيب الدافئ إنه لشرف لى حقا أن أكون هنا فى بلدكم |
| Sizinle çalışmanın bir şeref olduğunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | سيدي. إنه لشرف لي أن يتسنى لي العمي معك ميدانياً |
| Miller, dostum, bu bar gezisinde seninle birlikte olmak bir onurdur. | Open Subtitles | ميلر , إنه لشرف أن أكون معك في زحف الحانة هذا |
| İki Elmas ödülünü kazananı açıklamak benim için bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم لي بأن أعلن أن الفائز بجائزة الماستين هو |
| Bay Munday, sizinle tanışmak büyük bir zevk. | Open Subtitles | سيد " منداى " إنه لشرف عظيم أن أقابلك أخيراً |
| İnsanların benden, o özel anlarında yanlarında olmamı istemeleri, bir onur hem de bunun için para alıyorum. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم أن هؤلاء الاشخاص قد طلبوا مني أن أكون هناك في تلك اللحظات وأنا أحصل على أموال مقابل ذلك |
| Merhaba Bay Robinson. Sizinle tanışmak bir onur. | Open Subtitles | أهلا مستر روبنسون إنه لشرف عظيم أن أقابلك |
| Böyle güzel bir hanımla tanışmak büyük bir onur. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم لي أن أقابل شابة جميلة أخرى |
| Sizinle tanışmak çok heyecan verici. Filmin bir parçası olmak büyük bir onur. | Open Subtitles | تشرفت بمقبلتك، إنه لشرف كبير أن أكون جزء من هذا |
| Bu gerçekten bir onur, eğer iyice düşünür ve ona gereken ciddiyeti verirsen. | Open Subtitles | إنه لشرف فعلاً لو فكرتى فى الأمر وتأخذينه بمحمل الجديه |
| Albay Stauffenberg. Tekrar hoş geldiniz. Bu bir onur, efendim. | Open Subtitles | الكولونيل ستافنبرج , سيدي مرحباً بعودتك , إنه لشرف يا سيدي |
| Albay Stauffenberg, efendim. Hoş geldiniz. Bu bir onur, efendim. | Open Subtitles | الكولونيل ستافنبرج , سيدي مرحباً بعودتك , إنه لشرف يا سيدي |
| Ekselansları, sizi babamın sarayında ağırlamak büyük bir onur ve zevk. | Open Subtitles | الحوار بالأسبانية: صاحب السمو.. إنه لشرف عظيم وسعيد أن أرحب بك في بلاط والدي |
| İlk kez gerçekleştirilecek Dünya Kupası'ndaki yarışçıları tanıtmak benim için büyük bir onur. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم لي أن أقدم لكم المتسابقون في أول سباق حول العالم لنا |
| Benim için büyük bir onur. | Open Subtitles | إنها السنة الثانية على التوالي، و إنه لشرف عظيم لي. |
| - Evet, benim. Siz tebrik ederim, sizinle tanışmak büyük bir şeref. | Open Subtitles | دعني أهنئك، إنه لشرف عظيم، إنه لشرف عظيم |
| Bizimle olmanız bir şeref. Biliyorum, çok sorumuz var. | Open Subtitles | إنه لشرف أن نستضيفك معنا وأنا واثق أنه لدينا أسئلة، والمزيد من الأسئلة |
| Vakit oldukça geç olmasına rağmen, sizi ağırlamak, benim için bir onurdur. | Open Subtitles | إنه لشرف لىّ أن أرحب بكى حتى إذا كان الوقت متأخرا |
| Tanrıya yemin ederim ki seni vururum! Bu, reddedemeyeceğin büyük bir onurdur. | Open Subtitles | أقسم بأني سأطلق النار عليكم إنه لشرف عظيم لك، لا يمكنك أن ترفضه |
| Birleşik Devletler başkanıyla aynı yolda yürümek bir şereftir. | Open Subtitles | إنه لشرف أن تكون مع رئيس الولايات المتحدة. |
| Öğrencileriniz karşısında konuşmak büyük bir zevk. | Open Subtitles | إنه لشرف أن أتمكن من الحديث مع طلابك |
| memnun oldum. Bana yardım etmen çok nazikçe. | Open Subtitles | إنه لشرف لى مقابلتك، وشكراً لمساعدتك |