| Bu bir bilmece. | Open Subtitles | إنه لغز. |
| Bu bir bilmece. | Open Subtitles | إنه لغز |
| Bu bir bulmaca çünkü teknik olarak yaşamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنه لغز ,لأنكما لستما أحياء إكلينيكيا |
| Bu bir bulmaca. İlk göründüğünden çok daha karmaşıkmış. | Open Subtitles | إنه لغز وأكثر تعقيداً مما يبدو عليه، |
| Gençliğin, seyahate karşı bastıramadığı arzusunu nasıl finanse ettiği benim için bir sır. | Open Subtitles | كيف يمّول الشباب رغباتهم الجامحة للسفر إنه لغز غامض بالنسبة لي |
| Elli yıl önce, bu evde modern bilimin en büyük gizemlerinden birinin çözülebilmesi için çalışılıyordu, bu öyle bir gizem ki, bugün hâlâ fizik alanındaki binlerce bilim adamı bu gizemi çözmeye uğraşıyorlar. | Open Subtitles | أعظم ألغاز العلوم الحديثة إنه لغز عميق جداً لذلك اليوم ألاف من العلماء وفى طليعتهم علماء الفيزياء |
| Küçük, zekice bir yapboz bu. | Open Subtitles | إنه لغز ذكياً قليلاً |
| Evet, gizemli bir durum. | Open Subtitles | اجل ، إنه لغز محيّر |
| Bu bir bilmece! | Open Subtitles | إنه لغز |
| Bu bir bilmece. | Open Subtitles | إنه لغز |
| Bu bir bilmece! | Open Subtitles | إنه لغز. |
| Bu bir bulmaca, geometrik desenlerden oluşuyor, değişik şekiller bir araya gelince büyük bir bütün oluşuyor. | Open Subtitles | إنه لغز تشريحي يتكون من قطع هندسية مُسطحة " تُعرف بإسم " تانس |
| Evet, Bu bir bulmaca. | Open Subtitles | نعم إنه لغز |
| Başından beri burnunun dibinde duran kocaman bir sır. | Open Subtitles | هذا الشيء الشاذ, إنه لغز ضخم جالس تحت انفك* طوال الوقت. أمامه لكنه لم يلاحظه |
| Bu bir sır Bunu çözmemize yardım etmenizi isteriz. | Open Subtitles | إنه لغز نود أن تساعدنا في حله |
| Sende gördüğüm şey. bir gizem. | Open Subtitles | إنه نفس الشيء الذي أراه بكِ إنه لغز غامض |
| Daha sonra, muayene esnasında çözülecek bir gizem. | Open Subtitles | إنه لغز يتعيّن حلّه |
| Küçük, zekice bir yapboz bu. | Open Subtitles | إنه لغز ذكياً قليلاً |
| gizemli bir durum. | Open Subtitles | -نعم إنه لغز |