| Geçen bir kaç haftadır bu bölgeyi vuran Aynı adam. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي سرق هذه المنطقة في الأسابيع الماضية |
| Evet, geçen seneyle Aynı günde olması ne tuhaf değil mi? | Open Subtitles | نعم ، أليس هذا غريبا؟ إنه نفس اليوم مثل العام الماضي |
| Bu insan insilününe benzer değil, pankreasın salgıladığı proteinden kimyasal olarak kimyasal olarak ayırt edilemeyen tıpatıp Aynı protein. | TED | هذا ليس مثل الإنسولين البشري؛ إنه نفس البروتين الذي لا يمكن تميزه كيمائياً عن الذي تفرزه البنكرياس لديك. |
| Üreme mezhebinin kullandığı sembolün aynısı. | Open Subtitles | إنه نفس الرمز الذي يستخدمه القوم المهجنّين |
| Mabedimizde sadece birkaç ay baktığı eşeğin aynısı bu. | Open Subtitles | إنه نفس الحمار الذي كان موجوداً قبل بضعة أشهر في ملجئنا |
| Bugünkü enerji sorunuyla Aynı fakat akaryakıt kaynakları farklı. | TED | إنه نفس سؤال الطاقة التي تنظرون إليه اليوم، لكنه مصدر مختلف للوقود. |
| Aynı ölçüde alan var. Son olarak bunun profilini çiziyorsunuz, ona bir oluk kesiyorsunuz. Bu oyuklar güzel bir manzara, ışık veren, | TED | إذا، مثلا، تسعى لعمل المبنى الذي يذهب يمينا إلى حافة الرصيف، إنه نفس القدر من المساحة. |
| Grinin Aynı tonu, ama tekrardan ayırdığınızda, yine farklı gözükecektir. | TED | إنه نفس الدرجة من الرمادي. لكن بإزالته مرة أخرى، يبدو مختلفاً. |
| O Aynı kendini adamışlık, Aynı güzellik. | TED | إنه نفس نوع الإرتباط, و نفس نوع الجمال. |
| Aslında Aynı eski mesele. | Open Subtitles | هناك شئ واحد لم نناقشه فى الواقع إنه نفس الموضوع القديم |
| Ve o kişi her kimse, önceki dört kişiyi öldürenle Aynı kişi. | Open Subtitles | من هو .. إنه نفس الرجل .الذي قتل الأشخاص الأربعه الأوائل |
| Uyku ilacı. Hayvanlara kullandığımızın Aynı. | Open Subtitles | إنه نفس الغاز المنوم الذي استخدمناه مع الماشية |
| Herhalde odun getirenle Aynı çocuktur. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي يوصل لك الخشب على الأرجح. |
| Herhalde odun getirenle Aynı çocuktur. | Open Subtitles | إنه نفس الرجل الذي يوصل لك الخشب على الأرجح. |
| - Denemek istiyorlar. - Aynı eski... | Open Subtitles | ـ يريدون محاكمتك ـ إنه نفس الهراء القديم |
| Ama sahiden Burns'ün yeni anlaşmasını oylamalıyız. Temelde Aynı, şimdi bir varil bedava bira alacağımız hariç. | Open Subtitles | إنه نفس العقد السابق ، لكن للفرق أننا سنحصل على بيرة مجانيّة لهذا الإجتماع |
| Kesicilerin ortadan kaybolduğu zaman da yaklaşık Aynı. | Open Subtitles | إنه نفس الوقت تقريبا الذى إختفى فيه الحطابين |
| Haberlerde baskın yapanların giydiklerinden. aynısı. | Open Subtitles | إنه نفس المعطف في الأخبار إنه نفس المعطف |
| Owen'a dereyi geçmesine yardım ettiğinin aynısı. | Open Subtitles | إنه نفس الحبل الذي ساعدتِ أوين ليعبر الجدول |
| Benimkisi eski rolümün aynısı. - 22'mdeyken neşeli ve yaşlı-- | Open Subtitles | إنه نفس المشهد بالنسبة لي الرجل الكبير المحترم المرح |
| Bir saat boyunca otobüste yaptığımın aynısı. | Open Subtitles | إنه نفس الإنطباع الذي كونته عندما كنت في الحافلة قبل حوالي الساعة |