| Bu Oluyor çünkü işlem maliyetleri büyük bir hızla düşüyor ve ölçek kutuplaşıyor. | TED | إنه يحدث بسبب كون تكاليف المعاملات تتجه نحو الهبوط ولأن النطاق تم استقطابه. |
| Bu onların gerçek yaşamlarında an be an Oluyor ve onların zihinleri ve beyinleri, normal gelişimli akranlarında olandan farklı bir şeyde uzmanlaşıyor. | TED | إنه يحدث لحظة بلحظة في حياتهم الحقيقية, ويتم تكوين عقولهم, وتخصيص أدمغتهم بطريقة مختلفة عن زملائهم الطبيعيين. |
| Bu hep Oluyor. Adalet sistemimiz böyle işliyor. | Open Subtitles | إنه يحدث على الدوام إنها الطريقة التي يعمل بها نظامنا القانوني |
| Yani ben diyorum ki dünya üzerinde bir oyun katmanı oluşturmak istiyorum, ama bu tam olarak doğru değil çünkü bu zaten yapım aşamasında; şu anda Gerçekleşiyor. | TED | لذا أقول أريد بناء طبقة اللعب على قمة العالم لكن هذا ليس صحيح تماماً لأنه في الواقع تحت الإنشاء ، إنه يحدث فعلاً |
| Bütün bunlar 12 dakika öncesinde Gerçekleşiyor bu da sordukları sorulara 24 dakika sonra cevap alırlar demek Oluyor. | Open Subtitles | إنه يحدث على بُعد 12 دقيقة ضوئية ويعني بأنّه يستغرق 24 دقيقة ليحصلوا على إجابة أي سؤال يطرحوه |
| Bu bir "Aman, bunlar sınırda Oluyor" hikâyesi değil. Bunlar şu anda toplumumuzda Gerçekleşiyor | TED | هذا ليس مجرد تجريد، "آوه، إنه يحدث على الحدود" - هذا يحدث في مجتمعنا، الآن. |
| Bana ne olduğunu sorduğun kısım var ya, zaten Oluyor şu anda. | Open Subtitles | أنت تعلمي الجزء الذي من المفترض أن تسألينى ما الذي من المفترض أن يحدث ، إنه يحدث بالفعل |
| Şu anda Oluyor. | Open Subtitles | هذا واضح ، هذا ما سيحدث الآن إنه يحدث الآن |
| Sonunda Oluyor. İtiraf edeceksin, değil mi? | Open Subtitles | إنه يحدث أخيراً، سوف تكشف سرّك، أليس كذلك؟ |
| Biri bir şey izliyor. Ara sıra Oluyor böyle. | Open Subtitles | ـ أحدهم يُشاهد شيئاً ما، إنه يحدث أحياناً |
| Merak etme, birazdan geçer. Herkese Oluyor. | Open Subtitles | إنك بخير، سوف تتجاوز الأمر، إنه يحدث مع الجميع. |
| Bu, REM uykusunda bedenin uyuştuğu için Oluyor. | Open Subtitles | إنه يحدث بسبب شلل جسدك أثناء نوم حركة العين السريعة |
| Sana da Oluyor. Bir şeyler görüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنه يحدث لك أنت الآخر أنت ترى أوهامًا، صحيح؟ |
| Yeni oğlumuzla tanışmak üzereyiz. Bu gerçekten Oluyor.. | Open Subtitles | نحن على وشك لقاء إبننا الجديد إنه يحدث حقا. |
| Aman Tanrım! Gerçekleşiyor. Çoktan başlamış. | Open Subtitles | ياإلهي إنه يحدث لقد بدا انا كيب |
| Şu an Gerçekleşiyor. Görevlerine başladılar. | Open Subtitles | إنه يحدث فعلا لقد بدأوا مهمتهم |
| Bekle. Hissedebiliyorum. Gerçekleşiyor. | Open Subtitles | إنتظر ، يمكني الشعور بالأمر إنه يحدث |
| Millet! Bakın, Gerçekleşiyor. | Open Subtitles | الجميع، انظروا، إنه يحدث الآن. |
| Dünyanın her yerinde Gerçekleşiyor şu an! | Open Subtitles | إنه يحدث في كل مكان، حول العالم، الآن. |
| Başlıyoruz. Bu Gerçekleşiyor. | Open Subtitles | لقد انطلق السباق إنه يحدث الآن |
| Gerçekleşiyor, Gerçekleşiyor, Gerçekleşiyor, Gerçekleşiyor. | Open Subtitles | إنه يحدث، إنه يحدث إنه يحدث، إنه يحدث |