İstersen insanların arasına karışabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول بأنه بإمكانكِ أن تندمجي أذا أردتِ |
Onu tedavi etmiş olduğunuz bir trafik kazasından kaldığını söylüyor. | Open Subtitles | نعم السيد كينج يعاني من ألم في عظمة ساقه إنه يقول بأنه من حادث السيارة الذي عالجتموه منه |
Parayı, kıçımızı kaşıyalım diye vermediğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول بأنه لا يدفع لنا لكنى نقوم بحك مؤخراتنا |
Evli olmadığını söylüyor. Bir değeri var mı bilmem ama ona inanıyorum. | Open Subtitles | إنه يقول بأنه غير متزوج ، وبرغم أن رأيي غير مهم ، ولكني أصدّقه |
Yo, bir gün için yerden dirildiğini söylüyor | Open Subtitles | كلا, إنه يقول بأنه يحيا من الأرض ليومٍ واحد |
- Yalnız çalışmayı sevdiğini söylüyor, Darrell. - Yürü, yürü, yürü, yürü! | Open Subtitles | إنه يقول بأنه يحب العمل منفرداً- إذهب , إذهب- |
Sensiz bir hiç olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول بأنه ضل الطريق بدونكِ |
Benim arkadaşım. Kendini vuracağını söylüyor. | Open Subtitles | إنه صديقي، إنه يقول بأنه سيصيب نفسه |
Crews, Rayborn'u istediğini söylüyor. | Open Subtitles | كروز, إنه يقول بأنه يريد ريبورن. |
Ambani kendine ait olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الإعتماد ؟ يمتلكها "أمباني" ، أليس كذلك ؟ . إنه يقول بأنه يمتلكها |
Las Vegas'ta bir otel'de dokuz kez kokain kullandığınıza şahit olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسنا، إنه يقول بأنه رآك تتعاطى الكوكايين تسع مرات في جناح فاخر في (لاس فيجاس) |
- Hayır, bomba taşıdığını söylüyor. | Open Subtitles | -كلا , إنه يقول بأنه يحمل القنبلة |
- Gidip geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | - إنه يقول بأنه يأتي ويذهب ! |