| Başkan Obama bu ülkede ırkçılıkla ilgili bir münazara sözü verdi. | Open Subtitles | إن الرئيس أوباما قد وعد بمناقشة القضايا العرقية في هذا البلد |
| Başkan, iyi bir Times makalesine bayılır. | Open Subtitles | إن الرئيس يحب مقالة افتتاحية جيدة في التايمز |
| Başkan, kaydın gerçek olduğu varsayımıyla ilerliyor. | Open Subtitles | إن الرئيس يتخذ قرارات بإفتراض أن التسجيلات حقيقية |
| Başkan, ailesinin tüm etik kurallara uyacağından ve doğru davranacaklarından emin. | Open Subtitles | إن الرئيس لديه ثقة كاملة أن أسرته ستتعامل وفقا لما تحدده الأعراف الأخلاقية الصحيحة |
| Üzgünüm, bayan Caswell, Başkan şu an telefonda. | Open Subtitles | أنا آسفة، الآنسة كاسويل، إن الرئيس على الهاتف. |
| Başkan, eşi ve kızlarıyla bütün hafta sonu Camp David'de olacak. | Open Subtitles | إن الرئيس سيكون في كامب ديفيد مع زوجته وبناته. |
| Başkan Hathaway'in hala yaşadığını öğrenmenin Charleston halkına ne anlam ifade edeceğini düşün bir. | Open Subtitles | فكر ماذا سيعني لمواطني "تشارلستون" أن يعرفوا إن الرئيس هاثواي" لازال حياً" |
| Başkan Obama bu ülkede ırkçılık üzerine bir münazara yapacağına dair söz verdi. | Open Subtitles | وأن أريد أن أعرف لماذا ... إن الرئيس أوباما وعد بإقامة حوار بشأن الأعراق في هذه البلد |
| Başkan, her ismi öğrenmek konusunda çok ısrarcı. | Open Subtitles | إن الرئيس... مصر جداً على معرفة جميع الأسماء |
| Bayan Wilson, Başkan tüm dünyada merhametin sembolüdür. | Open Subtitles | يا سيد (ويلسون)، إن الرئيس معروف عنه أنه رمز التعاطف عبر جميع أنحاء العالم |
| Tamam mı? Başkan Çin'de. | Open Subtitles | إن الرئيس في الصين |
| Evet, Başkan bir ürün. | Open Subtitles | .نعم,إن الرئيس عبارة عن منتج |
| Başkan Washington'u her zaman olduğu gibi bağımsız fikirli bulacağına eminim. | Open Subtitles | أنا على ثقة تامة إن الرئيس واشنطن) سيكون مهتم بالمستقبل) |
| Başkan yalan söylüyor! | Open Subtitles | . إن الرئيس يكذب |
| Başkan Tate'in senin varlığından kafası karıştı mantar kafa. | Open Subtitles | إن الرئيس (تيت) محتار في كيفية وجودك, يا صغيرتي |
| Dün akşam kürsüdeki tek Başkan Stephen Hill'di. | Open Subtitles | إن الرئيس الوحيد الذي كان على المنصة الليلة الماضية, كان (ستيفان هيل). |
| Evet dostum. Başkan gayet iyi. | Open Subtitles | نعم يا رفيقي، إن الرئيس بخير. |
| Başkan gayet iyi. | Open Subtitles | إن الرئيس على خير مايرام. |
| Başkan iyi haberleri duymak için bekliyor. | Open Subtitles | 685)}إن الرئيس مستعد لسماع ! أخبار جيدة |
| Başkan... | Open Subtitles | ...إن الرئيس |