| Yani, eğer Burada kalırsam, seninle sonsuza dek sıkışıp kalmış mı olacağım? | Open Subtitles | لذا, إن بقيت هنا أنا عالقة معك للأبد؟ |
| Burada kalırsam, istediğimi asla alamayacağım. | Open Subtitles | إن بقيت هنا لن أحصل أبدًا على ما أريده |
| - Ben gidiyorum. - Alex. Burada kalırsam beni öldürürler. | Open Subtitles | أنا سأرحل بعيدًا سيقتلوني إن بقيت هنا |
| Burada kalırsan neler olacağını ikimiz de biliyoruz. Senin için güvenli bir yer bulabilirim. | Open Subtitles | نعرف ماذا سيحلّ بك إن بقيت هنا سآخذك إلى مكان آمن |
| Burada kalırsan, seni yakalarlar ve burada çürürsün. | Open Subtitles | إن بقيت هنا سيكشفوا أمرك و ستظل هنا للأبد |
| Seçimini yapmadan önce, bil ki; Burada kalırsan büyük ihtimalle müzikal kariyerinin sonlanmasıyla karşı karşıya kalacaksın. | Open Subtitles | ولكن قبل أن تقرر، فأدرك أنك إن بقيت هنا.. فستكون نتيجة محتملة كبيرة، بإنهاء مشوارك الموسيقي. |
| Eğer Burada kalırsam Conway ülkeyi rahatça gezer o savaş pilotu rollerini oynar, bu esnada da... | Open Subtitles | إن بقيت هنا (كونواي) سيجوب الولايات كلها يتظاهر بصورة الطيار المقاتل،بينما.. |
| Ve Burada kalırsam hiçbiriniz olamazsınız. | Open Subtitles | -لستُ آمنًا، ولن تأمنوا إن بقيت هنا . |
| Dışarıda bir yerlerde senin için de bir kadın var ama Burada kalırsan onu hiçbir zaman bulamazsın. | Open Subtitles | ثمة امرأة في مكان ما من أجلك. لكنك لن تجدها إن بقيت هنا. |
| Burada kalırsan, o zaman öldürürler. | Open Subtitles | إن بقيت هنا فسوف يقتلونك |
| Burada kalırsan öldürülürsün. | Open Subtitles | إن بقيت هنا ستلقى حتفك. |
| Burada kalırsan ölürsün. | Open Subtitles | ستموت إن بقيت هنا. |
| Bir yürüyüşe falan çık çünkü Burada kalırsan çığlığı basacağım ve Kate'in bunu duymasını istemiyorum. | Open Subtitles | يجب عليك أن تغادر, أن تذهب للتمشي لأنك إن بقيت هنا, سوف أبدا بالصراخ ولا أريد (كيت), أن تسمع ذلك |