| Bu konu hakkında herhangi bir fikrinin olup olmadığını sormak istiyoruz, hepsi bu. | Open Subtitles | فقط أريد أن أسأل رجلك إن كان لديه فكرة عن الأمر. |
| Ayrıca bu, hedefinizin penceresine ve kapısına yaklaştıysanız aktif durumda olan bir alarm sisteminin olup olmadığını söyler. | Open Subtitles | مما يعني إنه ما إن تبترب من باب و نوافذ هدفك يمكنك معرفة إن كان لديه نظام إنذار شغّال بتحريك يدّك |
| Kızdan söz ediyordu, ve ben de Hugh'nun ölümüyle bir ilgisi olup olmadığını ortaya çıkarmak için gelmek istedim. | Open Subtitles | الدعوه أشارت إلى الفتاه .. و أردت القدوم هنا لأعرف إن كان لديه شيئا ... بخصوص موت هيو |
| - Bunun için izinleri olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل إن كان لديه تصريح لفعل ذلك |
| Bay Fawal herhangi bir bilgisi olup olmadığını umursamıyor. | Open Subtitles | حسنا، سيد (فوال) لا يهتم إن كان لديه معلومات |
| Dan, Huntington hastalığı olup olmadığını öğrenmeyi neden istemez ki? | Open Subtitles | كيف يتسنّى لـ(دان) أنّه لا يريد معرفة إن كان لديه "مرض هانتينقتن"؟ |
| Onu da denedik. Bak, güçleri olup olmadığını öğrenmek zorundayız. Peki ne yapacaksın tatlım? | Open Subtitles | -{\pos(190,215)}لقد جربنا هذا، اصغ، يجب أن نعرف إن كان لديه قدرات |
| Evi olup olmadığını bile bilmiyordum. | Open Subtitles | ! لم أعلم إن كان لديه بيت فهمت ؟ |
| Duke adada başka akrabası olup olmadığını araştırıyor. | Open Subtitles | دوك) مشغول بالتأكد إن) كان لديه أي أقارب على الجزيرة |
| Adamın Sovyetlerle bağı olup olmadığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم إن كان لديه... أية إتصالات (سوفييتية) من أي نوع |