| Ama gördüğünüz tek şey buysa o zaman beni görmüyorsunuz göremiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لكن إن كان هذا ما ترونه فأنتم لا ترونني لا تستطيعون رؤيتي |
| İstediğin buysa; sana söz veriyorum, seni bir daha asla rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | وأعدك أنني سأتركك وشأنك ولن أزعجك مجدداً إن كان هذا ما تريدينه |
| Eğer istediğin buysa, seni de, aileni de yalnız bırakacağız. | Open Subtitles | سنتركك لحالك إن كان هذا ما تريده. .. وعائلتك كذلك. |
| Ama Eğer böyle olması gerekiyorsa, ve bunu uzatmamız gerekiyorsa, haberim olsun yeter. | Open Subtitles | لكن إن كان هذا ما يفترض أن يكون وأننا تجوازنا المفترض. |
| Madem öyle, bu gece bir şeyler ayarlayalım. | Open Subtitles | إن كان هذا ما في الأمر, بإمكاني أن أرتب لك شيئا الليلة. |
| Hiç olmamış. Eğer teyzesine dediği buysa, demek ki yalan söylemiş. | Open Subtitles | لم تحدث قط، إن كان هذا ما أخبرتها به فهي كاذبة |
| Eğer düşündüğün buysa, o zaman siz birbirinizi hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تظنه، فهذا يعني أنكما تستحقان بعضكما. |
| Sorduğun buysa, bir medeni duruma sahip değilim. Evet, haklısın. | Open Subtitles | ليس لدي وضعٌ عائلي إن كان هذا ما قصدته بسؤالك؟ |
| Eğer tek isteğiniz buysa, ikimize de zaman kazandırayım öyleyse. Reddedilmiştir. | Open Subtitles | إن كان هذا ما بالأمر، فدعني أوفر وقتك ووقتي، العرض مرفوض |
| Endişelendiğin şey buysa, sırrın benimle güvende. | Open Subtitles | سرّك بأمانٍ معي، إن كان هذا ما تقلق حياله. |
| Hala aynı fikirdeyim, eğer kastettiğin buysa. | Open Subtitles | ما زلتُ أشعر بهذه الطريقة إن كان هذا ما تقصده |
| Yaptığın buysa, bunun için kendini suçlama. | Open Subtitles | و لا تلومي نفسكِ من أجلي إن كان هذا ما تقومين به. |
| Sana arkadaşın ve menajerin olarak şunu söylemeliyim Lou, sen hasta birisin, ama istediğin buysa tamam, yaparım. | Open Subtitles | لا يمكنني القول كصديقك وكمديرك أنك مريض ولكن إن كان هذا ما تريده حسنا، سأقوم بالأمر |
| İstediğin buysa, nasılsa bir açık buluruz. Kimse parmak izini görmek zorunda değil. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تريده يمكننا أن نجد منفذ قانوني، لن يرى أحد بصماتك |
| Oh. Tamam. Eğer istediğin buysa, öyle olsun bakalım. | Open Subtitles | حسناً ، إن كان هذا ما تريدينه ، فسأعطيه لك |
| Açıkçası oturmayı tercih ederdim, eğer sorduğun buysa. | Open Subtitles | من الواضح أنني كنت سأجلس بالأحرى إن كان هذا ما تسأله |
| Eğer istediğin buysa, daha çok yalnız kalmana izin verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أجعلك وحيدا أكثر من السابق إن كان هذا ما تريده |
| Ama hissettiğin buysa, sende öylesin. | Open Subtitles | ولكن إن كان هذا ما تعتقده فانت ايضاً كذلك |
| Eğer böyle istiyorsa, onu asla görmeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | لن أراها مجدداً إن كان هذا ما تريده، حسناً؟ |
| İyi, ama ben seni görmeye gelmedim, Eğer böyle düşünüyorsan. | Open Subtitles | حسنا , أنا لست هنا لأراك . إن كان هذا ما تفكر به |
| Tamam, Eğer böyle yapıyorsan, sonuçlarına katlanacaksın. | Open Subtitles | حسناً, إن كان هذا ما تريده فسنرى ما سيؤول له الأمر |
| Madem öyle, ben de gidip bir kızla konuşayım. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تريدينه، ماذا لو بدأت بالتحدث إلى فتاةٍ ما؟ |