| Bakın, Komiser, Sakıncası yoksa, şimdi gitmem gerekiyor, limuzinim bekliyor. | Open Subtitles | اسمع ملازم إن لم تمانع علي الذهاب سيارة الأجرة الخاصة تنتظر |
| Sakıncası yoksa bir gece kalmak isterim. | Open Subtitles | شكرا لك يا بوب أنا سأبقى ليله واحده فقط إن لم تمانع |
| Şu masadaki beyefendiye bir süre katılacağım, Sakıncası yoksa. | Open Subtitles | سوف أنضم للسيد على الطاولة للحظة إن لم تمانع |
| Jerry. biraz nakite sıkışığım ama atıştıracak birşeylerin Sakıncası yoksa sana bir akşam yemek ısmarlamak isterim. | Open Subtitles | جيرى؟ أنا شبه مفلس , ولكن إن لم تمانع فى فواتح الشهية فقط سأدعو للعشاء لاحقاً |
| Sanırım ofistekilerin güvenini kaybettim. Ve senin için Sakıncası yoksa, öğle tatilinde bütün elemanlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني فقدت ثقتي بالمكتب وانت إن لم تمانع |
| Sakıncası yoksa sorabilir miyim? Bundan sonra ne olacak? | Open Subtitles | إن لم تمانع سؤالي , ما الذي سيحصل الآن ؟ |
| Sakıncası yoksa hemen ödeyeyim, babamdan öğrendiğim bir şey varsa ödeyebildiğinde öde. | Open Subtitles | إن لم تمانع شيء واحد تعلّمته من أبي ادفع حين تذهب |
| Sakıncası yoksa, onu eve götürüp, iyi olduğuna emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | إن لم تمانع سآخذها لبيتها, لأتأكد أنها بخير |
| Bir göz atmak konuşturmak istiyorum, sizin için Sakıncası yoksa. | Open Subtitles | أود أن ... ركل الإطارات لكي تتكلم إن لم تمانع |
| Sakıncası yoksa bu iki çocuğu kurtarmak istiyorum. | Open Subtitles | وانا اعلم بما يجب فعله الآن بالفعل وهو انقاذ حياة الطفلين إن لم تمانع |
| Sormamın bir Sakıncası yoksa buna tam olarak ne neden olacak? | Open Subtitles | حسناً، إن لم تمانع سؤالي إلى ماذا سيقود هذا؟ |
| Sakıncası yoksa bir şey soracağım. Hep merak etmişimdir. | Open Subtitles | تسائلت دوماً عن هذا الشأن أثار الأمر فضولي إن لم تمانع. |
| Sizin için Sakıncası yoksa 10:.30 gibi getiririm diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكّر بالعودة في الـ10 والنصف إن لم تمانع. |
| Baksana, bu konuyu henüz bilen yok... sence Sakıncası yoksa bana bir iyilik yapıp bunu bir sır olarak saklayabilir misin? | Open Subtitles | لا يعرف أحد عن هذا حتى الآن لذا إن لم تمانع قم بمعروف لي وإكتم السر |
| Sormamın Sakıncası yoksa bu aralar kaça ucuza kapatmak deniyor? | Open Subtitles | إن لم تمانع في سؤالي ما قيمته هذه الأيام؟ مائة مليون دولار |
| Eğer Sakıncası yoksa, gitmek istediğim bir yer daha var. | Open Subtitles | إن لم تمانع.. هناك مكان آخر أود المرور به. |
| Hayır. Sakıncası yoksa yapma. Her şey istediğim yerde. | Open Subtitles | رجاءً توقّف إن لم تمانع كل شيء منظّم كيفما أريد |
| Sakıncası yoksa ikinci bir sunum hazırlamıştık Bay Başkan. | Open Subtitles | في الواقع قمت بتجهيز عرض ثاني سيدي الرئيس, إن لم تمانع |
| Savaşıp kaybetmenin ve burayı geri alıp hepimizi paramparça etmelerinin senin için bir Sakıncası yoksa tabii. | Open Subtitles | إن لم تمانع القتال والخسارة فسيستعيدون هذا المكان ويقطعوا الجميع لأشلاء |
| Bir bakayım dedim, - Sakıncası yoksa, Kaptan? | Open Subtitles | أردت إلقاء نظرة فحسب إن لم تمانع حضرة القبطان؟ |