| Sonra geri geliyoruz, eğer bir telefonunuz yoksa, size basit bir telefon satıyoruz ve birkaç hafta sonra ona para yolluyoruz. | TED | بعد ذلك نعود، فنبيعك جهاز هاتف بسيط إن لم يكن لك جهاز من قبل، وبعد أسابيع قليلة، نبعث لك المال عبره. |
| Ama, Bart, eğer orada kimse yoksa onun düştüğünü nerden bileceksin? | Open Subtitles | ولكن كيف يكون هناك صوت إن لم يكن هناك أحد ليسمعه؟ |
| Elbisemizi ilikle. eğer iliklediğim sizin elbiseniz değilse nedir peki? | Open Subtitles | إن لم يكن ثوبكم الذي أقفله , فيكون شيئا آخر |
| Her zaman bir şeyler çıkar. Bu değilse, başka şey olur Mary. | Open Subtitles | دائما يحدث شئ ما إن لم يكن هذا فشئ اخر يا مارى |
| Reytingler baş aşağı giderse ya da bir müşteriyi kaybederseniz sizin hatanız olmasa bile, günah keçisi olan hesap yöneticisidir. | Open Subtitles | حسناً ، إذا انخفض التقييم أو أنك فقدت عميل حتى و إن لم يكن خطأك فإن العنزة هى الحساب التنفيذى |
| eğer onun gücü yoksa, belki benim de gücüm yoktur. | Open Subtitles | إن لم يكن لديه قوى فربما أنا ليس لدي قوى |
| eğer fidyeyi ödeyecek paranız yoksa istatistiki şansınız epey düşüktür. | Open Subtitles | تهبط الإحتمالات بحدة إن لم يكن هناك أحد سيدفع الفدية |
| Yani, eğer beşin son üyesi yoksa bunun manası ne? | Open Subtitles | مالفائدة إن لم يكن لدينا العضو الخامس من جماعة الخمسة |
| Geri dönmemizi gerektirecek bir şey yoksa neden sahile geri dönüyoruz? | Open Subtitles | لمَ نعود إلى الشاطئ إن لم يكن هنالك ما نعود لأجله؟ |
| Kalan cesetleri de kontrol etmek isterim sizin için sakıncası yoksa bayan. | Open Subtitles | يجب أن أفحص بقية الجثث، إن لم يكن لديك مانع يا آنسة. |
| eğer bu sizin kaderiniz değilse... kalabalık sizden bir Romalı gibi onurlu davranarak... | Open Subtitles | علي اية حال,إن لم يكن هذا قدرك0 الجمهور سيعتبرونك نلت نهايتك بكل شرف |
| Kolay değilse söyleme o zaman. Bu sayede buralara geldim. | Open Subtitles | إن لم يكن سهلاً فلا تفعله هكذا وصلت إلى هنا |
| eğer bunların hiçbiri gerçek değilse, eğer bunların hepsi birer kobay faresi deneyiyse, geçidin gerçek olmamasının da mantıklı bir açıklaması var. | Open Subtitles | إن لم يكن أي من هذا حقيقي , إذا كان كل هذا مجردتجربةفأرمختبر, عندئذ يكون من المعقول أن البوابة ليست حقيقية ايضا. |
| eğer adamın tetikçi değilse, burada ne işi vardı o zaman? | Open Subtitles | إذن إن لم يكن رَجُلَكِ مُطلق النار إذن لماذا كان هنا؟ |
| Ve bu ciddi geldiğinde halkım Duvarı'nın güney değilse, hepimiz ölü beter bitireceğiz. | Open Subtitles | و إن لم يكن قومي جنوب الجدار سننتهي بما هو أسوء من الموت |
| Bu benim için çok önemliydi. eğer inanacak birşey bulamazsanız, nasıl karar verirsiniz? | Open Subtitles | هذا مهم جداً لأنه إن لم يكن لديك دافع، فأين قضيتك، أليس كذلك؟ |
| Başka bir sebep olmasa bile Venedik adına Giulia da Lezze ile evleneceksin. | Open Subtitles | ماركو, سوف تتزوج جيوليا دا ليتزيه للبندقية, إن لم يكن لأي سبب آخر |
| İmkansız olmasa da, artık her şey daha da zorlaştı. | Open Subtitles | سيكون من الصعب احتواء الموقف الان إن لم يكن مستحيلاً |
| Yardımımın sizi nasıl etkilediği hakkında hiçbir bilgim olmazsa bu konuda nasıl hissedebilirim? | TED | إن لم يكن لدي فكرة كيف مساعدتي أثّرت عليك، كيف سيمكنني الشعور حيالها؟ |
| eğer benim için gerçekten çok önemli olmasaydı senden bunu istemezdim. | Open Subtitles | ولم أكن لأسألك إن لم يكن مهماً لي بشكل لا يصدق |
| Madem bir yerde bıraktın o zaman ne halt etmeye çıldırıyorsun ki? | Open Subtitles | مجدداً، إن لم يكن المفضل لديكِ فلمَ أنتِ منزعجةً بحق الجحيم ؟ |
| Yeni bir haber olmazsa Tabii ki bir şey gönderemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك نشر أخبار إن لم يكن لديك أي منها |
| Voyvoda'nın kan içtiğini söyleyen hiçbir şey yokken, | Open Subtitles | ولكن لماذا إن لم يكن هناك أثر لشرب الدماء فإن البطل في القصة يشرب الدماء؟ |