| Bu çocuk kızımla görüşmek için Ethan'ı kullanıyor ve senin çözümün de | Open Subtitles | لحظة واحدة .. هذا الفتى كان .. يستغل إيثن للكي يجلس مع إبنتي |
| Hiçbir şeyden korkmayışını ve hayatı ezip geçme huyuna baya bir tutulmuştum, fakat o arkadaşım Ethan'a sarmıştı. | Open Subtitles | كنت منجذب لشخصيتها الحادة والمرحة .. هي كانت معجبة بصديقي إيثن |
| Ethan, kahveyi döküp içine babanın küllerini koyunca açılmış oldu. | Open Subtitles | (إيثن)، تكسر الغطاء حتى تفرّغ القهوة ثم تضع والدك مكانها |
| Ethan, yaşamak zorunda kaldıkların için ne kadar kötü hissettiğimizi tahmin edemezsin. | Open Subtitles | إيثن), ليس لديك فكرة) كم نشعر بالأسف لما اضررت أن تمر به |
| Aşk konusunda Ethan, bir dahi olmayabilirim.. | Open Subtitles | (في عالم الحب، (إيثن حيث لا مكان لنبوغي فيه |
| Ethan da gidip, 20 yaşındaki şirin resepsiyonistle yatıyor. | Open Subtitles | و(إيثن)، يبحث عن فتاة في منتصف عمر 25 كاسيركتيرته |
| Tanrı aşkına, Ethan bu konuda bir dahi olduğumu söyleyemem ama Tanrı aşkına, aldatma kabul edilemez bir olay. | Open Subtitles | (في عالم الحب، (إيثن حيث لا مكان لنبوغي فيه في عالم الحب، الخش شيئ غير مقبول |
| Ethan ise yakışıklı görünmeye devam edip 24 yaşındaki asistanıyla yatıyor! | Open Subtitles | و(إيثن)، يبحث عن فتاة في منتصف عمر 25 كاسيركتيرته |
| Ethan, tıbbi gereçleri mağaraların yakınında yaşadığınız yere depolamıştı. | Open Subtitles | ترك (إيثن) حقيبة لوازم طبيّة قرب الكهوف حيث كنتم تعيشون |
| Bunun için Naomi ve Ethan'ın dans etmesinden daha iyi bir yol yok sanırım. | Open Subtitles | ولا أستطيع التفكير بطريقة أفضل ،من أن يشاركانا (نعومي) و (إيثن) رقصة |
| Ethan Kanin şu anda Beyaz Saray'dan ayrılıyor. Kendisini gözaltına alın. | Open Subtitles | (إيثن كينن)، في طريقه للخروج من "البيت الأبيض"، وأريد احتجازه |
| Aaron. Sana Ethan'a çıkışa kadar eşlik et, demiştim. | Open Subtitles | (اَرون) قلت لك بأن ترافق (إيثن) إلى البوابة |
| Pek sanmıyorum, Ethan. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه سيفعل، (إيثن) حقاً لا أعتقد |
| Ethan, niye Atlanta'daydın? İş mi, eğlence mi? | Open Subtitles | (إيثن)، ماذا أتى بك إلى "أتلانتا" أكان العمل أم المتعة؟ |
| - Çok ürkütücüsün. - Gir, Ethan. İlaç mutfakta. | Open Subtitles | يبدو مُخيفاً كما يبدو عليك لتدخل، (إيثن) إنّها بالمطبخ. |
| Cinayet. Cidden harikaydı, Ethan. Sağ ol. | Open Subtitles | عندما كان يتحدث عَن الكذب والقتل، كان ذلك رائعاً للغاية، (إيثن). |
| 500 dolar. Ethan Tremblay. Kimlik görmeliyim. | Open Subtitles | ها نحنُ ذا، 500 دولار بحساب (إيثن تريمبلي)، أيمكنني رؤية هويتك؟ |
| Burada Tremblay yazmıyor. Ethan Chase yazıyor. Yüce Tanrım. | Open Subtitles | ليس مكتوب (إيثن تريمبلي) بل تحمل إسم (إيثن تشيس). |
| Ethan Tremblay sahne adım. Ben aktörüm. - Sahne adın. | Open Subtitles | (إيثن تريمبلي) هو إسم الشهرة أنا مُمثّل. |
| Ethan Tremblay çok mantıksız. Tamam mı? | Open Subtitles | (إيثن تشايس)، يبدو كإسم مُمثّل لكن، (إيثن تريمبلي) ليس منطقيّاً. |