| Ampul, Tesla'nın ve Thomas Edison'ın fikirlerinden ortaya çıkan bir enerji sistemi düşüncesinin ürünüdür. | TED | المصباح الكربائي يأتي من فكرة نظام طاقة منبثق من نظريات تسلا ونظريات توماس إيدسون. |
| Soyadım Edison. Fran bana Eddie diyor. Bu bir takma isim. | Open Subtitles | لقبى إيدسون وفران تنادينى بإيدى إنه اسم مستعار. |
| Bakın, bu aracı Thomas Edison bir fikrini kanıtlamak üzere Henry Ford için yaptı, ve tamamiyle güvenlidir. | Open Subtitles | توماس إيدسون بني هذه المركبة من أجل هنري فورد ليثبت له صحة النظرية وأنها آمنة بنسبة مائه بالمائه |
| Müvekkilin, FDA'nın yükselen yıldızı Edson Eczacılık'tan sızan bilgiyle hisse satın aldı. | Open Subtitles | موكلتك إشترت اسهُمًا في (إيدسون ) للأدوية FDA)قبلإصدارقرارمنظمةال) الناشئ عن علم داخلي بذلك |
| Hala müvekkilim ve Edson Eczacılık arasında bir ilişki göremiyorum. | Open Subtitles | لا زلت لا أرى أي دليل عن علاقة موكلتي ب (إيدسون ) للادوية |
| Ve Grace'in tavsiyeleri sayesinde Liz'in ellerinin durumu iyiye gitse de. Thomas Edison bir doktordu ve sapasağlamdı. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك يدي ليز تَحسّنتْ من خلال نصيحة غرايس الجيدة. توماس إيدسون كَانَ طبيباً و صحته الجيده جعلته لا يحتاج الى عناية أحد، |
| Edison Ford'un benzini bırakmasını istiyordu, ama Ford, hayır, hayır, bırakmadı çünkü benzin motorları daha hızlı eskitiyordu. | Open Subtitles | إيدسون أراد من فورد ان يلغي فكرة سيارة تعتمد علي الوقود لكنه ابي لأنها كانت تفسد الماكينة بسرعه وكان علي الناس ان يشترو بإستمرار |
| Bay Edison, ben Phyllis Potter, ve burası benim dairem | Open Subtitles | سيد (إيدسون), أنا (فيليس بوتر), وهذه شقتى |
| - Sağ ol Burt, bu Steve Edison. | Open Subtitles | شكراً، هذا ستيف إيدسون. |
| Gördüğüm son şey buydu. Edison Kulesindeki saat. | Open Subtitles | كان هذا أخر شئ رأيته , كان الساعةالتيعلىبرج (إيدسون) |
| Belki kurban böyle ölmüştür. Edison Kulesinden düşerek. Belki. | Open Subtitles | حسناً , ربما تكون هذه الطريقة التي ماتت بهاالضحية,السقوطمنأعلىبرج(إيدسون ) |
| Edison'daki tekne fuarına gidiyorduk. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى مهرجان القوارب في (إيدسون) |
| Carl Edison yanan makaraları hallediyor. | Open Subtitles | " كال إيدسون " يدير عملية إعادة التيار |
| Edison Nakliye Limanı, B İskelesi, 45 dakika sonra. Abimi getir. | Open Subtitles | ساحة شحن (إيدسون) لسفن (بي داك) بعد 45دقيقة، و أحضري أخي معكِ |
| Bir gün ben de sana bir mucize alacağım tıpkı Edison'un elektrik mucizesi gibi. | Open Subtitles | ذات يوم سأبتاع لكِ معجزة مثل النار الكهربائية الخاصة بـ قاطع الأشجار (إيدسون) |
| Sanırım bu dediğime de inanmıyorsun Edison! | Open Subtitles | (أعتقدتأنكلن تصدقهذا أيضا,(إيدسون! |
| Ben Steve Edison. Merhaba. | Open Subtitles | - أنا ستيف إيدسون. |
| Edson Eczacılık'ın CEO'su mu? | Open Subtitles | وهذا هو المدير التنفيذي ل (إيدسون ) للأدوية |
| Edson hisselerinden alma talebi öğleden sonra 2:48'de gelmiş. | Open Subtitles | أمر شراء الصفقة لأسهم (إيدسون) كان على 2: 48 مساءاً |
| Marren, Edson hisselerini 16'sında saat 2:48'de almış. | Open Subtitles | ( مارين) إشترت أسهم (إيدسون) على 2: 48 مساءاً في ال16 من الشهر |
| Eidson, Poly Güney California'daki en iyi lise takımı. | Open Subtitles | (إيدسون)، (بولي) يعتبر الفريق الأول في المدارس الثانوية في جنوب (كالفورنيا). |